CÜPPELİ AHMET HOCA NASIL SÜNNET OLDU.

Köşe yazarımız Melike Karakurt yine çok okunacak yazısına imza attı işte o yazı

 CÜPPELİ AHMET HOCA NASIL SÜNNET OLDU.
26 Nisan 2016 - 11:04 - Güncelleme: 26 Nisan 2016 - 11:15
Başlığa bakıp ademoğlunun nerede nasıl sünnet olduğunu merak edenlerden biri sanmayın beni.Sünnet olayına geçmeden önce söyleyeceklerim var.

Bildiğiniz üzere gazeteci Ahmet Hakan dün köşesinde 'hoca'nın hasta olduğunu yazmış saymış dökmüş 'Cüppeli'ye.  Doğrusu Ahmet beye katılmamak elde değil.

Kaç yıl oldu bilmiyorum 'Cüppeli Ahmet  Hoca' magazin basınının gündeminde o zamanlar.Ahmet hoca güney sahillerinde bir yerde olmalı tatil  yapıyor.Jet ski gibi bir şeyin üzerinde kocaman sarı bir muz var hoca ile birileri   denizde yol alıyorlar.Sanırım eleştirel bir haber olmalıydı ki: ben de içimden ne var bunda gayet güzel din adamları şortu giyip keyif yapamazlar mı diye söylenmiştim. 

'Cüppeli' ile ilgili pek bilgim olmadığı gibi bu zat beni de pek ilgilendirmiyordu.Ne var ki o günlerde hoca ile ilgili haberler gündeme sıkça gelmeye başlayınca 'din uleması'yakıştırması da üstüne binince  doğrusu, kalabalık ağızlı ve  hiç susmayan Ahmet Mahmut Ünlüyü kimdir diyerek merak eder oldum. Hoca ile ilgili biyografik yazılara göz attım.Yukarıda değindiğim gibi yeniden Ahmet Hakan'ın köşesinde bu kişilik gündeme gelince'de aklımda kalanlar yeniden kafamda canlandı.Anlatayım.

'Aslen Giresunlu olan Cüppeli Ahmet 1965 yılında İstanbul Fatihte dünyaya geldi. Hazinedaroğulları unvanı ile bilinen ataları 18. yy da bugünkü Özbekistan sınırları içinde bulunan  Buhara şehrinden göç etmişler.

Çocukluk yaşlarında  cüppe giymesinden dolayı,adaşı olan yaşıtdaşlarından ayırt edilmek için 'Cüppeli' Ahmet'olarak çağrılmaya başladı.Klasik medrese usulü ile din eğitimi gördü.Tahsil durumu ilköğretim olup orta okulu ikinci sınıftan terk etti 12 yaşında dini vaazlar vermeye başladı'

Tabi bir çocuğun bu yaşlarda  vaaz vermesi söyledikleri ne derece doğru ve ciddi olabilir ayrıca tartışılacak bir konudur.Beni asıl şaşırtan 'bilim adamı din alimi' olarak topluma lanse edilen ve bu yönde anılan Ahmet Hoca'nın bu iltifatlara layık olup olmadığını İlahiyat Fakültelerinde dirsek çürüten akademisyenler tartışılmalı bizleri ise aydınlatmalılardı.

Gördüm'ki Ahmet hoca'nın altmışa yakın dini eseri  'Arifan Kitapevi tarafından yayınlanmaktadır ki bazı kitapların başlıkları ise şöyledir:

Noel Kutlama Tehlikesi

Zinaya Yaklaşmayın

Namaz Kılmayanların İki Cihanda Başına Gelecek Belalar

Hazreti Mehdi Muhakkak Gelecek Fakat Bu Yüzyılda Değil

Eş Seçerken Aranacak Vasıflar

ve diğerleri......

Tabi kitap başlıklarına göz atıldığında kişilerin yaşam tarzıyla ters düşen olaylar insanı düşündürüyor doğrusu.

11 Aralık 2011 yılında Vatan-Gündem de çıkan habere bakılırsa;.

'Ünlü'nün göz altına alınması süreci geçtiğimiz hafta Karagümrük Çetesi'ne yönelik operasyonlarla başladı.Çete lideri Nejat Ergin ile temasa geçen Cüppeli, gizlice çekilen bir seks kaseti için Ergin'den yardım istedi.Bu gelişme üzerine Cüppeli ve adamları takibe alındı.Yapılan çalışmalarda Cüppeli'nin adamı Barış Sezek aracılığıyla yurt dışından hayat kadınlarını Türkiye'ye getirdiği belirlendi.Özbekistan Sudan ve Fas'dan gelen bu kadınlar için Fatih'te ev tuttuğu ve Cübbelinin 'de bu evlere sık sık girip çıktığı polis tarafından tespit edildi.Kadınlar için ayrı ev ayarlandığı,dini nikahla yapılan  evlilik öncesi  ve sonrası için biner dolar üzerinden anlaşıldığı tespit edildi'

'Ahmet Mahmut Ünlü 'fuhuş,fuhuş için insan ticareti, azmettirme ve tehdit suçlamalarıyla tutuklandı'.

Hazır gelmişken: 'Zinaya Yaklaşmayın' 'Evlilikler Nasıl  Olmalı' ve benzeri kitapların yazarı da olan Cüppeli'nin; Sayın Fatih Altaylı'nın proğramında sık sık boy göstermesinin değerlendirmesini de sizlere bırakıyorum birden aklıma düştü doğrusu.

Dönelim şu sünnet işine.Aile büyükleri Ahmet'i anlatıyor gururla.

'Dedesi babası annesi Cüppeli'nin hocaları daha çok küçük yaşlarda bu zeki çocuğun yaşam tarzından dünyaya ve dine bakış açısından çok etkilenirler. Ahmet'in çocukluk arkadaşları kendisinden büyük oldukları halde o; oyun arkadaşlarına öncülük ederdi.Daha o yaşlarda lider olacağı anlaşılmıştı.Din bilgisine olan alakası yüzünden okulunu bırakmış İsmailağa cemaatinin Rize de'ki dergahına gitmiş hocalarını kendine hayran bırakmıştı.Zengin olan sanayici baba okumasını istediyse de Cüppeli direnmiş anlayacağınız Yusuf Ünlüyü bile diretmelerine razı ederek  Tillo'ya gitmek üzere daha  minicik iken din aşkına yeniden yollara düşmüştü.Kendi kararlarını veren ne giyeceğini ne yapacağını kendisi tayin eden bu deha çocuk:Kıyafetini eleştiren babasına'baba benim kıyafetime karışma ben şalvarla cüppe ile rahat ediyorum takım elbise giymektense hasta olmak daha iyidir'demiştir.O dinine bağlı iyi bir vaiz iyi bir hoca bilim adamı islam alimi olma yolunda hızla ilerlemektedir'.

Tabi bu değerli 'islam alimi' ne yazık ki '1999 yılında İstanbul 2 nolu Devlet Güvenlik Mahkemesince Türk Ceza Kanununun 312 maddesince ;halkı din,mezhep ve inanç farklılığı gözeterek birbirine karşı  kamu düzeni için tehlikeli olabilecek  şekilde düşmanlığa  alenen tahrik etmekten 2 yıl-7 ay-üç gün hapis cezasına çarptırılmıştır.On üç ay hapis yatmıştır'.Neyse anne anlatıyor

'Cüppeli bir gün ağlayarak eve gelir.Annesi sorar, 'OĞLUM NEDEN AĞLIYORSUN?

-ARKADAŞLARIM BANA SÜNNETSİZ DİYORLAR.

Annesi durumu izah etse de  Ahmet ikna olmaz.'Ben sünnet olacağım'der.

Evde kimsenin olmadığı bir gün:Ahmet sünnetçi Sadettin Efendiyi eve getirmiş ve sünnetini yaptırmış.

Anne eve geldiğinde bir sürprizle karşılaşır.Ahmet sünnet olmuş yatıyor sünnetçi'de başucunda bekliyormuş'.

Gelelim Cüppeli'nin müslüman olmayan toplumlara bakış açısına.

'Yahudi ve Hristiyanlar  Cennete Girecek Diyenler  Cennete Giremez' Diyebilen  bir 'İslam Alimi' inanılır gibi değil!

Küçücük bir çocuğun sünnetçiyi eve çağırıp 'gel beni sünnet et' demesi o sünnetçinin de, çocuğun ebeveyinleri yok iken eve girip onu sünnet etmesi, başka bir 'inanılmaz vaka'!

Son Peygamberimiz Hz MUHAMMET'in  BİLE KENDİSİNE SORULAN SORULAR KARŞISINDA 'BEN HER ŞEYİ BİLEMEM' anlayışının yanı sıra: küçük yaşlarından beri büyük işlere kalkışmış her şeyi bilen 'Cüppeli''nin kendisine yakıştırılan 'din uleması'tanımlamaları: doğrusu medyaya yansımış özel hayatıyla hiç de bağdaşmıyor.

Ahmet Hakan'ın dediği gibi salt 'CÜPPELİ HASTA' tanımlaması mı, yoksa hastalar ordusu aldı başını gidiyor tespitine mi bakmak lazım bilmiyorum.Bilsem söylerdim.Toplum Bilimcisi değilim ki.Şaşırıp kalemi elime alıyorum.Benim yapabileceğim bu kadar!

Sevgilerimle.   

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum