Döviz sıkıntısı ve 28 Mayıs sonrası

İktidar yanlış politikaları kabullenmediği için 28 Mayıs’ta yapılacak ikinci tur sonrasında, makro sorunları çözecek bir yol haritası da duymuyoruz doğal olarak

Döviz sıkıntısı ve 28 Mayıs sonrası
26 Mayıs 2023 - 08:31

 

Bugünlerde Ankara’da döviz büroları önünde uzun sıralar oluşuyor.  Birkaç gün önce gittiğim Ulus’ta, tanınmış bir döviz bürosu önündeki sıra, neredeyse 100 metreye yaklaşmıştı.

Dün de bir ödeme için uğradığım özel banka şubesinde, -banka şubelerinin çoğu gibi açık ofis sistemi çalışıldığı için duydum- önümdeki müşteri, döviz hesabından 5 bin euro çekmek istediğini söyledi. Banka çalışanı "Yazdırmış mıydınız?" dedi. Müşteri biraz şaşırarak "Yoo" yanıtın verince, banka çalışanı müşteriye el yazısıyla tutulmuş bir A4 kâğıdı gösterdi. "İstek gelince böyle tek tek yazıyoruz. Önce bunları ödeyeceğiz".

 

"Peki şimdi yazdırsam bu akşama doğru alabilir miyim?" diye sordu müşteri. Banka çalışanı üzgün bir yüz ifadesiyle "Bunu şimdiden söylemek zor. Çünkü aracın ne zaman geleceğini bilmiyoruz" dedi. Müşteri daha sonra, talep ettiği tutarı 3 bin euro ‘ya düşürdü. Bunu söylerken de "Aradaki fark fazla olmasa TL’ye bozdurabilirim ama zarar çok oluyor" diye de ekledi.

"Keşke yapabileceğimiz bir şey olsaydı" diyen banka görevlisinin laf olsun diye değil, gerçekten üzüntülü olduğu yüzünden okunuyordu.

***

Büyük cirolu şirketler yöneten ticari hesap sahibi iş insanlarının döviz işlemlerinde sıkıntı yaşadığını, nakit akışlarının bozulduğunu bir süredir okuyup duyuyorduk. Dahası bankalardan dijital platformlar aracılığıyla yapılan bireysel kredi başvuruları "krediyle döviz satın almayacağım" penceresine onay verilirse kabul ediliyordu. Ancak döviz darlığının, büyük bankalarda dahi iki üç bin dolar/ euro ödeme düzeyine dayandığını görmek, önümüzdeki dönemde "Peki ne olacak?" sorusunu bütün yurttaşlar için daha acil bir hale getirdi.

Alevden top

Merkez Bankası net rezervinin AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından bu yana ilk kez eksiye düşmesi, bağımsız iktisatçıların aylardır uyarısını yaptığı ödemeler dengesi sorununun alevden bir topa dönüştüğünü gösteriyor. Ödemeler dengesindeki açığın sürekli büyümesi, özellikle ithalata dayalı temel ürünler açısından risk unsuru taşıyor.

Yetkili ve sorumlu makamlardaki -ya da öyle görünen- kişiler, gıda, akaryakıt gibi temel ihtiyaç malların ithalatı konusunda yakın gelecekte herhangi bir sıkıntı olup olmadığı, iktidarın bir plan programı olup olmadığı yönünde herhangi bir açıklama yapmıyor. Kameralar önünde bu soruları doğrudan yönelten muhabir ve gazeteci meslektaşlara rastlayamadığımızdandır belki kim bilir.

Üç aylık ihale bilançosu 322 milyar TL

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "faiz sebep enflasyon netice" tezini sürdürüyor. İktidar yanlış politikaları kabullenmediği için 28 Mayıs’ta yapılacak ikinci tur sonrasında, makro sorunları çözecek bir yol haritası da duymuyoruz doğal olarak. Bilakis bol bol pazarlık usulü ihale yapmayı sürdürüyorlar.

Büyük deprem sonrası, depremin etkilediği illere yönelik olarak 16 Şubat’ta başlatılan, konut, geçici barınma, köy evi, ahır ihalelerini sayısı 236’ya ulaştı. Üç buçuk aydır her gün yapılan ihalelerin toplam büyüklüğü ise 322 milyar TL’ye ulaştı.

 

Erdoğan’ın önümüzdeki ekim kasım ayında tamamlanacağı sözünü verdiği konut projeleri için ihaleleri kazanan onlarca firmaya ödenecek yüzlerce milyar TL için, hangi kaynağın nasıl harekete geçirileceği sorusunun cevabı önemini koruyor. Reel ekonominin bir yanında üretim çarklarının yavaşlaması, finansmana erişim güçlüklerinin yaşanması, piyasada kısıtlamalar söz konusuyken, Çevre Şehircilik Bakanlığı, TOKİ’nin müteahhitlik sektörüne bu tutarları hangi bütçe kaynağından aktarılacağı önümüzdeki dönemin temel ekonomik başlıklarından birisi olacak.

Bugün yaşanan ve 28 Mayıs’ta yapılacak ikinci tur sonrası, seviyesinin nasıl tutulacağı merakla beklenen döviz darlığına AKP iktidarının yanlış ekonomi politikaları liyakatsizlik, kayırmacılık, yolsuzluk, kaynak önceliklerinin doğru yapılmaması yol açtı.

Bakalım, rakibini, medya gücüyle, , devletin bütün olanaklarını sonuna kadar kullanmasıyla, yalan, iftira ve montajlı propagandayla saf dışı etme gayretini temsil eden siyasal anlayış, 28 Mayıs’ta Erdoğan’ın kazanması halinde ekonomideki bozulmayı nasıl giderecek, nasıl kaynak bulacak ve  büyük hasar almış kredibilitenin yeniden inşasını nasıl sağlayacak.


Çiğdem Toker

@cigdemtoker[email protected]

YORUMLAR

  • 0 Yorum