Erdoğan'ın beş günde iki yenilgisi, ya HDP mucizesi!.

Şart olan, "örgütlü biçimde, dayanışma içinde olmak." Bu iktidarın korusu bu. "Altılı Masa'nın" dikkatine!.. "Yüz bin imza...

Erdoğan'ın beş günde iki yenilgisi, ya HDP mucizesi!.
06 Ocak 2023 - 10:35

 

Kamu çalışanları, emekliler, işçi sendikaları aylıklarına yapılan yüzde 25 zam oranını protesto ederek, insanca yaşanacak ücret talebiyle yüz bin imza topluyor ve bunu Meclis Başkanlığı'na teslim ediyor."

Önceki sabah saatlerinde teslim edilen yüz bin imzadan birkaç saat sonra...

AKP grup toplantısında Tayyip Erdoğan bakıyor ki, pabuç pahalı, seçimler yaklaşıyor, yüz bin imza milyonlarca çalışan ve emekliyi temsil ediyor, yüz bin imza onların simgesel bir bölümü...

"Memur ve emeklilere acele yüzde 5 daha zam yapıyor, artış oranını yüzde 30 olarak ilan etmek zorunda kalıyor."

Yüzde 5 ek zam açıklamasını yaparken, gerekçesi harika, kendisi bile inanmaz:

"Yüzde 25 memur ve emekli maaş artışlarını tekrar hesap ettik."

Daha önce neden hesaplanmıyor?..

Madem yüzde 30 mümkündü, yüzde 30 neden ilk anda açıklanmıyor?..

Madem yüzde 30 için kaynak yok, ek kaynak birkaç saat içinde nasıl bulunabiliyor?..

Madem hesap hatası var, üç, beş maaş alan sayısız danışman ve diğer personel ne işe yarıyor?..

Oysa, gerçek başka, hesapla filan ilgisi yok.

"Hesabı o yüz bin imza değiştiriyor.

Erdoğan açıkça yenilgiye uğruyor."

Demek ki, çok korktukları "örgütlü toplum" istediğini elde edebiliyor, kendi gerçeğini değiştirebiliyor, keyfi ve otoriter yönetimi dize getirebiliyor.

18 günlük grevin zaferi

"Örgütlü mücadelenin, örgütlü toplumun" bir başka zaferi beş gün önce İzmit'te Bekaert fabrikasında yaşanıyor.

DİSK'e bağlı "Birleşik Metal İş'in" örgütlü olduğu fabrikada ücret anlaşmazlığı sonucunda sendika grev kararı alıyor.

"Erdoğan milli güvenlik gerekçesiyle grevi yasaklıyor. Karar Resmi Gazete'de ilan ediliyor.

Yasağa rağmen, işçiler greve gidiyor, yasaklamasına rağmen!.."

Yasaklanmasına rağmen, grev 18 gün sürüyor. Kimse de müdahale edemiyor.

İşçiler hiçbir ödün vermiyor, 18 gün sonra:

"Patron işçi ücretlerine saat başına yüzde 84.89, sosyal haklarına yüzde 100 zam yapmayı kabul ediyor, grev sona eriyor."  

İşçilerin bu zaferi aslında, grevi yasaklayan Erdoğan'a karşı, bir fabrika çapında kazandıkları bir zafer, Erdoğan'ın bir fabrika çapındaki yenilgisi.

Pek kimse üstünde durmuyor ama, "örgütlü mücadele, örgütlü toplum" açısından simgesel ve önemli bir değere sahip.

Beş günde ikinci yenilgi.

TÜİK şenliği

Erdoğan sonunda aradığı TÜİK Başkanını bulmuş görünüyor!..

"Söz dinlemiyor" diyerek, arka arkaya değiştirdiği Merkez Bankası Başkanlarından sonra, TÜİK'de de nihayet "beşinci başkan değişikliği" ile birlikte, seçime giderken, yeni başkan Erdoğan'a, tam onun gönlüne göre bir enflasyon oranı armağan ediyor:

"Yüzde 64.27!.."

Bir ay içinde yüzde 84.39'dan yüzde 64.27'ye düşen yıllık enflasyon, dünyada benzeri bulunmayan  "mucize düşüşe", bırakın hayat pahalılığının yaktığı bizleri, dünyadaki ekonomi uzmanları bile inanmıyor.

TÜİK mucizesine rağmen, yüzde 25, yüzde 30 derde devam olmaktan uzak olmaya devam ederken, İYİ Parti Grup Başkan Vekili Erhan Usta çarpıcı bir hesap yapıyor, asıl hesap bu:

"Yüzde 30...TÜİK enflasyonunu esas alsak bile, 2023'te sıfır enflasyon varsayımıyla, fiyatlar hiç  artmayacak, enflasyon sıfır çıkacak, bu durumda bile, geçen yıldan gelen refah kaybının telafi edilebilmesi için yüzde 26 zam gerekiyor. İstanbul Ticaret Odası enflasyon oranını dikkate alırsak, refah kaybının telafisi için sıfır enflasyonda zam oranının yüzde 43 olması gerekir.

Dolayısıyla, yüzde 30'luk zammın refah kaybını telafi etme imkanı yoktur."

Altı yerine on sekiz yargıç

TÜİK öyle ise... Yargı nasıl?..

Dün yeni bir örneğine tanık oluyoruz. Ondan önce bilgi tazelemek açısından...

Değerli meslektaşım, CHP milletvekili Enis Berberoğlu iki gün önce Meclis'te yargının nasıl çalıştığını, bir ara yargılanıp hapis yatıyor, kendisinden verdiği örnekle anlatıyor:

"Birinci derece mahkemeler üç yargıçtan oluşur. İstinaf yine üç yargıçtan oluşur. Bütün bu dava süreçlerinde benim altı yargıçla yargılanmam lazımdı. Kaç yargıçla yargılandım biliyor musunuz?..

On sekiz!.. Benim lehime parmak kaldıran yargıçlar değişti.

İstinaf cezamı bozdu, aynı gece özel kararnameyle, Kemal Kılıçdaroğlu'na ceza vermeyen yargıçlar,

benim istinaf yargıçlarım özel kararnameyle yılbaşı gecesi değiştirildi.

Tanıdık geliyor mu?.. Gezi davası gibi. Tanıdık geliyor mu?.. Ekrem İmamoğlu davası gibi."

TÜİK'in yılık enflasyonu nasıl bir mucize ise, bu da sayısız örneklerini yaşadığımız yargıdan bir mucize.

O mucizelere dün bir yenisi ekleniyor.

HDP'ye blokaj

Anayasa Mahkemesi (AYM) dün HDP ile ilgili bir karar veriyor:

"HDP'ye verilen yasal Hazine yardımını bloke ediyor, yani kesiyor."

Yasaya göre, Meclis'te temsil edilen siyasi partilere Hazine'den yardım yapılıyor. 2023 bütçesinde partilere Hazine'den yapılacak toplam yardım 4.5 milyar lira. Yardımda milletvekili sayısı ölçü alınıyor. İlk ödeme 10 Ocak günü.

HDP'ye verilmesi öngörülen miktar 539.5 milyon lira. Bunun 188 milyon lirasının 10 Ocak gününe kadar HDP'nin hesabına yatırılması gerekirken...

Cumhuriyet Başsavcısının başvurusu üzerine...

"Anayasa Mahkemesi dün HDP'nin yardımını bloke ediyor, hesabına yatırılmasını durduruyor."

En küçük yerel mahkemeden en üst yargı organlarına kadar işleyen yargı mekanizması çerçevesinde AYM'nin bu kararına kimse şaşmıyor.

Neden?..

Yargı bağımsızlığı artık hiçbir biçimde işlemediğinden.

"AYM'nin siyasi kararı"

HDP'den yapılan açıklamada "AYM'nin kararı siyasi bir karar" olarak nitelendiriliyor.

Neden?..

Şu anda AYM'de HDP'yi kapatma davası var. Önümüzdeki günlerde AYM'de esastan görüşülecek.

Anayasaya göre, AYM:

"-HDP'yi ya kapatmaz,

-Ya temelli kapatır,

-Ya da Hazine yardımını kesebilir."

Yani, aslında dün kestiği Hazine yardımı parti kapatmanın üçüncü şıkkı. Kapatmayarak, yardımı kesmek.

Ne var ki...

"AYM dün Hazine yardımını bloke ederek, parti kapatmak seçeneklerinden birine karar vermiş oluyor!.."

AKP'nin iktidar ortağı MHP'nin sık sık vurguladığı, HDP'nin kapatılması isteğine bir adım yaklaşıyor, tam seçim öncesinde sanki kapatılacağını ilan ediyor.

Altılı Masa'nın dikkatine

TÜİK ile fiyatlar, yargı eliyle siyaset biçimlendirilmek isteniyor.

Nafile!..

İşte, yüz bin imza ortada.

İşte, grev sonucu ortada.

Şart olan, "örgütlü biçimde, dayanışma içinde olmak."

Bu iktidarın korusu bu.

"Altılı Masa'nın" dikkatine!..


Yalçın Doğan

[email protected]

YORUMLAR

  • 0 Yorum