İkinci Deniz Baykal vakası olur mu?

70 kişilik bir danışman kadrosunun hazırladığı CHP'nin İkinci Yüzyıla Çağrı Vizyon Belgesi tartışılırken, partinin Ortanın Solu çizgisinin oluşturulması ve tanıtılmasının ardındaki çalışma grubuna da bir selam göndermek lazım!

İkinci Deniz Baykal vakası olur mu?
11 Aralık 2022 - 11:43 - Güncelleme: 12 Aralık 2022 - 09:32

CHP'nin İkinci Yüzyıla Çağrı toplantısı kimilerine göre, vasat, kimilerine göre de heyecan verici bir atak olarak parti tarihindeki yerini aldı. Toplantının konusundan çok CHP'nin vitrinine koyduğu isimler tartışıldı, halen de tartışılıyor. Hele CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun başdanışmanlığa getirdiği Jeremy Rifkin'in de katılacağı duyurulan Almanya ziyareti özellikle uçak medyasının gündeminde epey kalacağa benziyor.

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından, öne çıkartılan isimler Jeremy Rifkin, Daron Acemoğlu, Prof. Dr. Hakan Kara, Prof. Dr. Ufuk Akçiğit, Prof. Dr. Refet Gürkaynak, Hacer Foggo olsa da İkinci Yüzyıla Çağrı Vizyon Belgesi için 70 kişinin çalıştığını öğrendik.

Siyasilerin danışmanlarla çalışmasına alışığız, özellikle de eski cumhurbaşkanlarından Turgut Özal'ın Anavatan Partisi'ni kurup siyasete atılmasından bu yana. Ancak söz konusu CHP olunca ilk danışma kurulu vakasını anmamak mümkün değil.

O günleri Prof. Dr. Besim Üstünel'den biyografi çalışmamız sırasından dinlemiştim. 1962-64 yılları arasında Devlet Planlama Teşkilatı'nda çalıştığı dönemde CHP Genel Başkanı İsmet İnönü'nün sık sık görüşlerine başvurduğu Üstünel, bu dönemde gelen CHP'ye ve siyasete katıl tekliflerini şiddetle reddeder. Ona göre, onun yeri üniversitedir. Bülent Ecevit'in de ısrarlı davetleri netice vermez. İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı'nın tamamlanmasına kısa bir süre kala bir gün o sırada Çalışma Bakanı olan Ecevit telefon eder ve "Size çaya gelebilir miyim?" der. Ecevit, kendisini parti meclisine (PM) üye yapmak istediklerini söyler ve PM üyeleri hakkında bilgi vermeye başlar. Klikleşmenin bir parti geleneği olduğu CHP'de o sıradaki yeni çatışma alanı Ortanın Solu tartışmalarıdır. Ecevit, Üstünel'den partiye katılmasa bile en azından yeni kalkınma planı üzerine PM'de görüş bildirmesini ister. Üstünel, bu konuda yardım edeceğini ancak bunun karşılığında ne parlamenterlik ne başka bir görev ne de bir ücret istemediğinin altını ısrarla çizer.

Bir taraftan üniversitede ders vermeye ve günlük gazetelerde yazılar yazmaya devam eder Üstünel bir taraftan da bir çalışma grubu oluşturmak için kolları sıvar. Bu dönemde de Ecevit'ten partiye katıl çağrıları devam eder ama cevap aynıdır. 1967'ye gelindiğinde Ecevit, PM'ye katılma teklifini bir kez daha ve ısrarla yineler artık Üstünel'in de direnci kırılmıştır. Hiçbir ekonomik ve siyasi kazanç sağlamayacaksa teklifi kabul edecektir, peki bu konuda İnönü'nün görüşü nedir? Birlikte Pembe Köşk'e doğru yola çıkarlar. Ecevit durumu İnönü'ye özetler, İnönü, "Üstünel nedir şartın?" der. "Başka hiçbir görev istemiyorum!" cevabına İnönü epey hiddetlenir ve "Ama bundan sonra benden başka hiçbir şey isteyemezsin!" cevabını alır. Üstünel ve Ecevit 15 yıl birlikte çalışır ve bu sürenin ilk on yılında gerçekten de tüm baskılara rağmen asla milletvekilliği için aday olmaz.

Bülent Ecevit ve Deniz Baykal mutlu günlerinde.

Ekip kuruluyor

Üstünel'in ekibinin ilk elamanlarından biri, Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde o sırada Prof. Dr. Ahmet Şükrü Esmer'in asistanı Haluk Ülman olur. Ülman da tıpkı Üstünel gibi milletvekili olmak gibi bir istek içinde değildir, nitekim 1973'e kadar o da direnir ama sonunda Turan Güneş'in ısrarlarına dayanamaz ve aktif politikaya katılır. Bu çalışma grubu kurma işinin çevreden duyulmasını pek istemeyen Üstünel işlerini sessizce yapma çabasındadır. Çünkü hem SBF dekanlığı bu işten hoşlanmayabilir hem de çevreden "bizim çocuğu da alıver" baskısı ile karşılaşacağından korkmaktadır. Toplantılar ya Üstünel'in evinde ya da Gölbaşı'nda gözlerden uzak yerlerde yapılmaktadır.

Bu Gölbaşı ayrıntısı önemli çünkü Üstünel burada yapılan bir konferansta Deniz Baykal'la karşılaşır. Baykal o sırada Amerika'da, Columbia Üniversitesi ve Berkeley Üniversitesi'nde çalışmalar yapmış parlak bir genç adamdır. Üstünel ona da teklif götürür ve kabul cevabını alır. Üstünel, Baykal'ı, o sırada kayınpederinin evinde oturan Ecevit'in evine götürür ve tanıştırır. Gelecek yıllardan habersiz Ecevit, Baykal'ın danışma/çalışma kuruluna katılmasından mutlu, "devam" der.

Çekirdek kadroda Üstünel, Turan Güneş, Deniz Baykal, Haluk Ülman olmak üzere daha geniş bir halkaya geçilir. Şehircilik konusunun en uzman isimlerinden Prof. Dr. Ruşen Keleş katılır sonra grubu, ardından Üstünel'in açtığı sınavla İbrahim Kendir ve DPT'de birlikte çalıştığı isimler eklenir. Tabii böyle bir çalışma grubunun oluşturulduğu bilgisi uzun süre gizli kalmaz. Nitekim Nihat Erim'in yakınındaki bir köşe yazarına fısıldaması sonucunda da "CHP'de politikayı idare eden Mülkiye Cuntası" haberi yayılır.

 

Ekip sadece Ortanın Solu politikası sonrasında partinin yeniden şekillendirilmesinde değil, önce İnönü'nün ardında da Ecevit'in günlük siyasete hazırlanmasında çok önemli roller oynar. Ekipten Besim Üstünel, Haluk Ülman ve Deniz Baykal dışında kimse aktif siyasete katılmadı. Bu üçlü içinde Deniz Baykal dışında ise kimse hırsla yolun devam etmedi.

Bakalım bu 70 kişi içenden yeni bir Deniz Baykal çıkacak mı?
 

T24 Haftalık Yazarı

Şengün Kılıç

[email protected]

YORUMLAR

  • 0 Yorum