"IŞİD Kadısı" skandalları

Raporlara rağmen bırakıldı, ölü sayılmayan asker için müebbet verildi

"IŞİD Kadısı" skandalları
22 Ekim 2022 - 10:05

Devlet Alwi'den bu kadar habersiz miydi? Hakkında dava açıldığına, tutuklandığına, iki askerle ilgili ayrı bir dosya oluşturulduğuna göre olmaması gerekir. Nitekim karar duruşmasında, mahkeme tutanaklarına, Saymaz'ın haberinden önce hazırlanan istihbarat raporları da girdi

Türkiye, 2016'da, sosyal medya hesaplarına düşen bir görüntü ile sarsıldı.

Video kaydına göre, iki asker, IŞİD mensupları tarafından yakılarak öldürülüyordu.

 

Fethi Şahin ve Sefter Taş isimlerini Türkiye bu videodan sonra öğrendi.

Ancak devlet ve hükümet, görüntünün doğru olup olmadığını, askerlerin yakılarak öldürülüp öldürülmediğini hiç açıklamadı.

Görüntü doğru mu yoksa kurgu mu anlaşılamadı.

* * *

Gaziantep 7. Ağır Ceza Mahkemesi, geçen hafta, IŞİD'in kadısı olduğu iddia edilen Jamal Abdul Rahman Alwi'yi üç kez ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkûm etti.

Mahkeme, iki ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını yakılarak öldürülen askerler nedeniyle verdi.

Mahkemeye göre, iki askerin yargılamasını Alwi yapmış ve daha sonra öldürülmeleri emrini vermişti.

El Bab'ta kurulan mahkemede "kadı" sıfatıyla görev yapan Alwi'nin talimatıyla askerler yakılarak öldürülmüştü.

 

Diğer müebbet hapis cezası ise anayasal düzeni yıkmak istediği iddiasıyla verildi.

* * *

Karar ayrıntılı.

İddiaya göre, IŞİD saflarında bulunan bir gizli tanık, Alwi'yi El Bab'taki mahkemeye girerken görmüş, hemen arkasından iki askerin mahkeme binasına getirildiğine tanık olmuştu.

Gizli tanık, ifadesine göre, karar verildikten yaklaşık 1 saat sonra askerlerin yakılarak öldürüldüğüne dair görüntüyü izlemişti.

* * *

Karar, aileleri mutlu etti. 7 yıldır çocuklarının hesabının sorulmasını isteyen aileler, biraz olsun rahatlamış görünüyor. Ancak tereddütleri yerinde duruyor.

Öncelikle belirtmek gerekir ki bu ağır kararın verilmesini sağlayan kişi bir gazeteci; İsmail Saymaz.

Zira 2013'ten bu yana Türkiye'de olduğunu belirten ancak mahkemeye göre Suriye'de bulunan Alwi, hakkında sadece "örgüt üyeliği" suçundan dava açıldıktan dokuz ay sonra tahliye edildi.

18 Haziran 2020'de tutuklanan Alwi'nin, bir başka dosyasının da iki askerin yakılarak öldürülmesi olmasına rağmen nasıl tahliye edildiği meçhul.

Ancak hayatına 2 Mart 2021'de tahliye edildikten sonra hayatına güle oynaya devam ettiğine kuşku yok.

Saymaz, Alwi'nin Gaziantep'te kuşçuluk yaparak hayatını sürdürdüğünü yazdıktan sonra hakkında yeniden gözaltı kararı verildi. Askerlerin aileleri, durumdan haberdar olduktan sonra suç duyurusunda bulundu ve Kilis'e gönderilen dosyası ana dosyayla birleştirilerek tutuklandı.

Bu karar, bütün bu gelişmelerden sonra açılan yeni davada verildi.

* * *

Peki devlet Alwi'den bu kadar habersiz miydi?

Hakkında dava açıldığına, tutuklandığına, iki askerle ilgili ayrı bir dosya oluşturulduğuna göre olmaması gerekir.

Nitekim karar duruşmasında, mahkeme tutanaklarına, Saymaz'ın haberinden önce hazırlanan istihbarat raporları da girdi.

Buna göre, Emniyet Genel Müdürlüğü, 12 Temmuz 2017 tarihli istihbarat raporunda Alwi'nin üç yıl boyunca Azez'de kadılık yaptığını, ölüm fermanları verdiğini, iki askerin öldürülmesi kararını da veren isim olduğunu açık biçimde belirtmiş.

Bununla bitmiyor.

Gaziantep İl Jandarma Komutanlığı da araştırma yazısında, 18 Haziran 2020'de ifadesi alınan eski bir IŞİD mensubunun, Alwi ile ilgili olarak kapsamlı bilgiler verdiğini, iki askerin pusuya düşürülmesinin ardından öldürülmeleri fermanına imza attığını açıklamış.

* * *

Emniyetin ve jandarmanın bu bilgilere sahip olduğu süreçte ailelere çocuklarının ölümüyle ilgili olarak bir bilgi verilmiş mi; elbette hayır.

Emniyet yazısı 2017 tarihli olmasına, kendi beyanına göre, bütün bu süreçte Gaziantep'te bulunmasına rağmen tutuklandığı tarih 18 Haziran 2020. Ve üstelik 9 ay sonra tahliye edilmiş.

Tahliye edilmesiyle üç kez ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edilmesi arasında çok kısa bir süre var.

Ve bu süreçte dosyaya giren bir gizli tanık ifadesinden başka yeni bir kanıt yok.

* * *

Mahkeme kararının tartışılacak başka yanları da var.

Devlet Sefter Taş'ı, 2017'de şehit ilan etti. Öldüğünü kabul etti. Ailesine nasıl öldürüldüğü bilgisi verilmese de öldüğü kayıtlara geçti.

Fethi Şahin için durum böyle değil.

Yakılarak öldürüldüğü görüntülere yansıyan Fethi Şahin, devletin sistemine göre hâlâ yaşıyor.

Öldüğüne dair bir kayıt yok ve şehit sayılmadı.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun yakın zamanda ziyaret ettiği babası Mehmet Şahin, düzenli olarak kayıtları kontrol ettiğini, kayıtlarda oğlunun hâlâ "yaşıyor" göründüğünü söyledi.

Bu durumu Kılıçdaroğlu'na da anlattığını, CHP liderinden, "Konuyu araştırılması için Meclis'e taşıyacağız" yanıtını aldığını belirtti.

Ancak mahkeme, Taş'la birlikte Şahin'in de ölümüyle ilgili ceza verdi. Alwi'nin aldığı müebbet hapis cezalarından biri Şahin'in ölümünden kaynaklı.

Devlet kayıtlarına göre şehit-ölü kabul edilmeyen bir askerin ölümü nedeniyle mahkeme ceza vermiş durumda.

Mahkemede bu bilgi ayrıca var mı bilinmiyor, varsa ailesine neden bilgi verilmediği, kayıtlara neden işlenmediği de…

Bu bilgi yoksa, Şahin'in ölümü nedeniyle ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının nasıl verildiği meçhul…

* * *

Anlaşılan o ki devletin istihbarat raporlarında Alwi, iki askerin öldürülmesinin sorumlusu…

Ancak gizli tanık ifadesi tutarsızlıklarla dolu.

El Bab'ta yargılanan askerlerin bir saat sonra infaz görüntülerinin gelmesi gibi.

Yaklaşık 3-4 saat uzaklıktaki Rakka'ya askerlerin bir saatte nasıl götürüldüğü bilinmiyor.

Bir başka soru işareti Alwi'nin geçmişi.

Türkiye medyasına bakıldığında, Alwi, IŞİD'e karşı savaşmış biri.

2013'te Yavuz Sultan Selim Birliği adı altında kurulan birlikte bulunduğunu belirterek, mahkemeye bununla ilgili gazete kupürlerini gösterdi.

Buna karşılık üç oğlu, IŞİD saflarında savaşırken ölmüş.

Buna yönelik açıklaması, "oğullarını IŞİD'ten kurtarmak için Suriye'ye gittiği, büyük oğlunun kendisini 'kafir' diyerek kovduğu" yönünde.

Suriye'ye, nasıl, ne zaman, hangi yoldan gitmiş, belli değil.

* * *

Ve bir de Fethi Şahin'in durumu var.

Babası, henüz Alwi ortaya çıkmadan, infaz görüntüleri medyaya yansımadan önce kendi imkanlarıyla sınıra kadar gidip, Özgür Suriye Ordusu mensuplarıyla görüştüğünü, içlerinden birinin, "oğlun cezaevinde ama takas edecek rehine yok elimizde, olunca kurtaracağız" dediğini anlatıyor.

İstihbarat raporları, şüpheli ifadeler, soru işaretleri mahkeme kararının yanında duruyor.

Bir gazetecinin haberiyle tarihe geçecek infazların sorumlusunun bulunmasının ardında duran ihmaller de öyle.

Ama bir gerçek var.

IŞİD, bu ülkeye büyük zararlar vermesine rağmen hâlâ gerçek anlamda peşine düşülmeyen, düşülmek istenmeyen bir örgüt.
 

Gökçer Tahincioğlu | Yüzleşme

[email protected]

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum