İsveç'in sünnet edilen kadınları

Mısır’da, 12 yaşındaki bir kızın sünnet edildikten sonra ölmesi, kadına yönelik şiddetin başka bir boyutunu yeniden gündeme getirdi.

İsveç'in sünnet edilen kadınları
02 Şubat 2020 - 09:55 - Güncelleme: 02 Şubat 2020 - 22:19
Bunun az gelişmiş ülkelerdeki bir uygulama olduğunu belleklerimizde tazeledik. Oysa, modern ülke İsveç’te bile 1934 yılından 1976 yılına dek, gerekli görüldüğünde bazı kişilere karşı uygulanacak ’’Kısırlaştırma Yasası’’ yürürlükteydi. Bu yasa gereğince, 70 bin dolayında kadın veya erkek kısırlaştırıldı. İsveç, Norveç, Danimarka gibi Kuzey ülkelerinde yaşayarı yaşları 3 ile 14 arasındaki yüzlerce göçmen kız çocuğu, ergenlik çağına girmeden anne ve babaları tarafından ülkelerine götürülerek sünnet ediliyor.

İsveç’te, uzun yıllar, gizlilik içinde yürütülen kısırlaştırma uygulaması, yasanın yürürlükten kaldırılmasından sonra basında yer alan haberlerle ortaya çıktı.Kısırlaştırmanın temel gerekçesi, İsveç ırkının hastlıklardan arındırılarak daha sağlıklı nesillerin yetiştirilmesiydi. Bu amaç, yasada, "Endüstri toplumunun gerektirdiği sağlıklı işgücünü yaratmak ve gereksiz sağlık harcamalarını azaltmak için kalıtımsal hastalıklara sahip kişilerin çocuk sahibi olmalarını önlemek" şeklinde açıklandı. 1934 yılında yürülüğe giren yasa ile, ”Kalıtımsal bir hastalığı olanlar, ileri derecede psikolojik rahatsızlık taşıyanlar, alkolikler ve uyuşturucu bağımlıları”  kimi zaman ikna yöntemleri uygulanarak, kimi zaman da zorla kısırlaştırıldılar. Böylece, sanayi toplumunu ayakta tutacak "sağlıklı nesiller" yetiştirilecek, İsveç toplumunu kemiren alkol ve uyuşturucu bağımlılığı belasından kurtulmanın yolları açılacaktı.

YOK OLMA NOKTASINA GELİNDİ

Bu uygulamadan zaman zaman  ülkede yaşayan Çingeneler, Tatarlar, İsveç, Norveç ve Finlandiya’nın kuzeyinde göçebe yaşam sürdüren Laponlar da payını aldı. Buzlar üzerinde ren geyiği avlamaktan başka bir tutkuları olmayan azınlıktaki Lapon ırkı, bu "kısırlaştırmalarla" yok olma noktasına geldi…

İsveç’teki Kısırlaştırma yasasının yürürlükten kalkmasından sonra, gazetelerde yer alan haberlere göre, çoğu zaman kısırlaştırılan kişilerin bundan haberleri olmadı. Kısırlaştırılan kişiler, herhangi bir sağlık sorunları nedeniyle hastaneye yatırıldıklarında, kısırlaştırıldıklarını bilmediklerini; basit bir apandisit veya idrar yolları ameliyatı geçirdiklerini sandıklarını söylediler. 2007 yılında çekilen (Den Nya Människan (Yeni İnsan ) filmi ile 2008 yılında hazırlanan "Walborgs Ungar" (Walborgs’un Gençleri) adlı belgesel, İsveçte, 1934- 1976 yılları arasında kısırlaştırılan insanların hikayesini anlatır….

KUZEY ÜLKELERİNDE KADIN SÜNNETİ

 

Kuzey ülkelerinde ülkelerinde üstesinden gelinemeyen başka bir sorun da "kadın sünneti.…" İsveç, Norveç, Danimarka ve Finlandiya’da yaşayan Asya, Orta Doğu ve Afrika kökenli göçmen ailelerin, çocuk yaşlardaki kız çocuklarını sünnet etmelerinin önüne geçilemiyor. İsveç’te "kadın sünneti"nin yasak olması nedeiyle, göçmen aileler 3 ile 14 yaşları arasındaki kız çocuklarını ülklerine götürüp sünnet ettikten sonra geri getiriyorlar. Sünnet, kız çocuklarının cinsel organındaki klitoris kesilerek gerçekleştiriliyor. Sünnet edilen kadın, hamile kalıp çocuk doğurabiliyor. Ancak, cinseli uyarılmadan etkilenmiyor, cinsel ilişkiyi  uyarılmadan mekanik olarak yaşıyor.

İsveç’in başkenti Stockholm Rinkeby Belediyesi Kadın Çalışmaları Merkezi danışmanlarından, "Uçan Süpürge" İsveç Sorumlusu Tülin Uygur’un yaptığı bir araştırmaya göre; "sünnet", "delme", "dağlama", "kazıma", vajinanın içine kanamaya yol açacak çeşitli spirallerr yerleştirilerek gerçekleştiriliyor.

"FİRAVUN" YÖNTEMİYLE SÜNNET

Dünyanın birçok yerinde, her yıl milyonlarca kadın sünnet ediliyor, bunlardan bir çoğu ölüyor veya sakat kalıyor.. Asya, Orta Doğu ve Afrika kökenli yüzlerce genç kız, ilkel yöntemlerle sünnet

ediliyor.

Birleşmiş Milletler ve UNICEF verilerine göre, Mısır, Etyopya ve Somali başta olmak üzere; Afrika, Orta Doğu ve Uzak Doğudaki 30 ülkede, her yıl 100 Milyon dolayındakadın sünnet ediliyor; bunlardan  yaklaşık 3 milyonu yaşamını yitiriyor veya sakat kalıyor. Sünnet, Umman, Yemen, Birleşik Arap Emirliği, Endonezya, Malezya ve Kuzey Irak’ın bazı bölgelerinde yaygın olarak uygulanıyor. Cibuti, Somali ve Sudan’da, kadınların yüzde 98’i, en ağır yöntem olan “Firavun yöntemi” ile sünnet ediliyor. Mısır’ın güneyi, Eritre, Etiyopya, Gambia, Çad, Kenya ve Mali’nin bazı bölgelerinde de bu yöntem uygulanıyor. "Fravun yöntemi" ile, kadınla, her doğumdan sonra yeniden sünnet ediliyorlar.

Stockholm Rinkeby Belediyesi Danışmanı Tülin Uygur,’a göre, Dünya Sağlık Örgütü, yüz yıllardır uygulanan ”kadın sünneti”ni, 1975 yılından sonra gündemine aldı. Avrupa ve Kuzey ülkeleri ise kadın sünnetiyle 1980’den

sonra, Afrika,Uzak ve Orta Doğu’dan gelen göçlerle tanıştı. Sünnet geleneği daha sonra, Kanada, Amerika, Yeni Zelanda ve Avustralya’ya taşındı. Tülin Uygur, "Kadın sünneti"nin, kadınlara yönelik şiddetin en uç uygulamalarından biri olduğunu vurguladı…

[email protected]

Ali Haydar Nergis

Odatv.com

YORUMLAR

  • 0 Yorum