'Kadın' zora girdi

Sırrı Süreyya eve döndü, İstanbul Telgraf yola çıkıyor, Marmaris Kısa Film Festivali, Prof. Dr. Jale Parla ve Beyoğlu'nun muhtarları..

'Kadın' zora girdi
25 Ekim 2019 - 07:50
Biz Cihangir ahalisinin bir cumhuriyet olduğumuzu biliyorsunuz değil mi? Başından beri izlediğimiz bir dizi var: Kadın.

İlk sezon dört dörtlük bir kadın dayanışması dizisi gibiydi. Ama yeni sezonda hepimiz ciddi olarak hayal kırıklığına uğradık. Üç bölümde bize hastane ve karakterlerin hayallerini gösterdiler. Kabul, Özge Özpirinçci bizim ekranların gördüğü belki de en güzel ve değişik kadın kahraman. İki çocuk annesinde de dört dörtlük ama ne var ki televizyonda uzun ve melodramatik tiradlar Meryl Streep bile olsa izlenmiyor.



Özge Özpirinçci ve dizideki sinir bozacak kadar bilmiş çocukları...

Ceyda rolünü oynayan Gökçe Eyüboğlu’nu bile ehlileştirip kilo da verdirdiler ve biz bundan çok şikâyetçiyiz. Zaten dizinin önemli karakterleri birer birer ölüyorlar. Radikal’in eski Kültür Sanat Yönetmeni oyuncu Şerif Erol dizinin son kurbanlarından, cayır cayır yandı. Belli ki yeni bir hikâye kuracaklar. Umarız çok iyi olur çünkü Eşkıya'lı, Çukur'lu dizilerden içinden testosteron geçen silahlı-külahlı dizilerden içimize baygınlık geldi.

Önümüzdeki Salı “Kadın’a son şansını” vereceğiz, yani top onlarda...



Ceyda karakteri Gökçe Eyüboğlu

                                                                     ***



Mahalle kahvemizin sevgilisi geri döndü.

Tahliye olan eski HDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’den bahsediyorum tabii. Yine onun sayesinde kıkır kıkır gülmeye başladık. Üniversite yıllarında yıllarca hapis yatmakla bu yaşında hapis yatmak arasında ciddi farklar olduğunu söylerken bile bizleri güldürmeyi becerdi.

Gülten Kışanak’la film projeleri hız kesmeden devam ediyormuş. Sırrı Süreyya oyuncu kadrosunu da beğenmiş ama birkaç tane de genç oyuncu koymak için onayımı istedi. 'Olur' dedim. Adam içeriden yeni çıktı, kırmak olmaz.

Hikâyelerinin çoğunu ‘off the record’ anlattığı için o anlattığını unutuncaya kadar yazmayacağım.



 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 



Vekilken çayları hep Sırrı Süreyya Önder öderdi. Bu sefer ben, Profesör Doktor ve de İstanbul Telgraf'tan Şengün Kılıç'a yıktı. 

                                                                      ***



Bütün İstanbul’un heyecanla beklediği haftalık gazete, Kasım’ın ikinci yarısında bayilere düşecek gibi görünüyor. Hangi akılsızlar buna soyunuyor diye sorabilirsiniz. Cevabım neredeyse tümü işsiz bıraktırılmış gazetecilerden oluşan 40’ı aşkın kişi. Gazete Pencere’nin aksine, Yıldırım Türker ve Murat Sevinç dışında herkes bildiğimiz harbi muhabir.

Amaç, İstanbullulara yerel bir haftalık gazete kazandırmak olduğu kadar gazeteciliğin en önce bir olay ve durum aktarmak olduğunu hatırlatmak.

Gazetenin adı: İstanbul Telgraf.

Başında eski Birgün’cü, Evrensel’ci ve Hürriyet’çi Şengün Kılıç var. Cengiz ErdinçAli DağlarBahadır ÖzgürFaruk ErenEsin Gedik gibi isimler var. Hangi isimleri yazacağımı kurayla çektim.

İstanbul Telgraf tam bir ‘kent gazetesi’ olmayı amaçlıyor. Kent ekonomisi, kent mimarisi, kent sanatı; kısacası kentte olan her şey gazetenin konusu. Zaman zaman dış haberler de olacak. Parisliler, Londralılar, Erivanlılar… 'Kentleriyle nasıl başa çıkıyorlar’ın yazılarını okuyabileceksiniz.

Tabii gazetenin bir ucundan ben de bulaşacağım için, magazinsiz de kalmayacak İstanbullular.

Tuğrul Eryılmaz

Tuğrul Eryılmaz | Düzeyli Magazin



[email protected]

YORUMLAR

  • 0 Yorum