Özdağ,"İçişleri Bakanı olmak ister misiniz?" sorusuna yanıt verdi
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, katıldığı canlı yayında, muhalefete Erdoğan'ın montaj olduğunu kabul ettiği görüntüler üzerinden 'terör' suçlaması yapılmasıyla ilişkin olarak yaptığı açıklamada, "Zafer Partisi'nin ve Ümit Özdağ'ın olduğu yerde kimse terörden bahsedemez.
Benim hayatın terörle mücadeleyle geçti" dedi. Özdağ konuşmasında şu ifadeleri de kullandı: "Bir gün Fethullah Gülen ile benim fotoğrafımı görürseniz, Fethullah Gülen Türk devletine biat etmeye gelmiştir. Benim Abdullah Öcalan ile bir fotoğrafımı görürseniz, Abdullah Öcalan Türk devletine biat ediyordur."
Özdağ, ikinci tur Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nu destekleme kararı aldıklarını duyurmasının ardından çıktığı ilk canlı yayında açıklamalarda bulundu. AKP ile yapılan 'destek' görüşmelerin tıkandığını vurgulayan Özdağ, sundukları projenin Kılıçdaroğlu tarafından kabul edildiğini dile getirerek, "Kemal Bey'i desteklemeyi kabul ettik" dedi.
Özdağ, Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanlığı'nda İçişleri Bakanı olacağı söylentilerine ise şu yanıtı verdi: "Bakanlık meselesi hükümet kurulmadan konuşulacak bir şey değil. Altılı Masa da arasında konuşmamış. 28 Mayıs'tan sonra konuşuruz kararına bağladık. Ben isterim, partim de ister. Cumhurbaşkanı olacak Sayın Kılıçdaroğlu'nun yetkisi dahilinde diğer paydaşlarıyla konuşacağı konudur"
Ümit Özdağ, Sözcü TV canlı yayınında İpek Özbey'in sorularını yanıtladı. Ata İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı olarak gösterdiği Sinan Özdağ'ın Cumhur İttifakı'nın adayı Recep Tayyip Erdoğan'ı destekleme kararının "yanlış" olduğunu vurgulayan Özdağ, Kılıçdaroğlu'nun seçimi kazanacağını söyleyerek seçmeni sandığa davet etti. Özdağ'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Numan Bey 1 milyon kişiyi göndereceklerini söyledi"
"28'inde Türkiye bir seçim yapacak. Bu seçimde Atatürk çizgisinde Türk milliyetçileri kuruluş esaslarını, Anayasa'nın ilk 4 maddesini ve 66. maddesini savunan seçmenler ve bunlar bizim seçmenlerimiz değil. Bir çok partide bizim gibi düşünen seçmenler var. Çok kirlilik vardı bu konularda, Türklük çıksın gibi. Biz Zafer Partisi olarak buraya kadar dedik ve bu noktada seçmenin büyük bir çoğunluğunun ortak talebi olan Anayasa'nın ilk 4 maddesinden vazgeçilmeyeceği hususunu gündeme getirdik.
Süreçte ikinci adım geldi. Kök mesele olan 13 milyon sığınmacıyı iki tarafla da paylaştık, onlar da bize katıldı. AK Parti temsilcisi Numan Bey, çözüm önerilerini anlattı bana, 5 milyon Suriyeli olduğunu söyledi. Onların geri dönüşüyle ilgili Suriye'nin kuzeyinde proje yaptıklarını, 1 milyon kişiyi göndereceklerini söyledi. Ben de orada yeni bir Afganistan oluşur dedim. Rusya ve İran'la yapmış olduğunuz Astana Anlaşması'na göre aykırı dedim.
"Kemal Bey'i desteklemeyi kabul ettik"
Görüşmeler bu noktada tıkandı. CHP Genel Başkanı ise bizim önerimiz olan 13 milyon sığınmacının 1 sene içerisinde vatanlarına dönmesi konusunda ortaya koyduğumuz projeyi kabul etti. Bundan dolayı biz de Kemal Bey'i desteklemeyi kabul ettik.
"Kemal Bey'e oy verin dedik"
Sabah yaptığım açıklamada tüm seçmene seslendim. Ülkemizin göçmenistan olmasını istemiyorsanız, sınırlarda tekrar güvenlik sağlansın istiyorsanız, çocuğunuza babanızdan aldığınız Türkiye'yi vermek istiyorsanız, ülkemizin varlığını konuşuyoruz; onun için Kemal Bey'e oy verin dedik. Türkiye'nin güvenliği konusunda Kemal Bey ile anlaştık.
"Ben isterim, partim de ister"
Bakanlık meselesi hükümet kurulmadan konuşulacak bir şey değil. Altılı Masa da arasında konuşmamış. 28 Mayıs'tan sonra konuşuruz kararına bağladık. Ben isterim, partim de ister. Cumhurbaşkanı olacak Sayın Kılıçdaroğlu'nun yetkisi dahilinde diğer paydaşlarıyla konuşacağı konudur. Biz bunu sadece Kemal Bey ile konuşuruz. Bizim için önemli olan Cumhuriyet'in kuruluş ilkelerinin muhafaza edilmesi, terörle, devletin varlığını savunacak politikaların savunulması ve sığınmacıların dönüşünü protokol ile netleştirdik.
Ads by Kiosked"Hukuk içinde sağlanabileceğini düşünüyorum"
Bu gerçeklerden kopup İsviçre'deki uygulamayı burada yapalım... Siz Türkiye'deki olayları İsviçre'ye taşıyın bakalım İsviçre neler yapıyor. Fransa neler yapıyor, Almanya neler yapıyor. Türk halkının sokakta can ve mal güvenliğinin sağlanmasını ve bunun da hukuk içinde sağlanabileceğini düşünüyorum. İstiklal Harbi'ni bile hukukla yaptık.
"Suriyeliler, Afganlar kalsın, yenileri de kalsın diyorsanız huzur içinde Erdoğan'a verebilirsiniz"
Benim tüm Türk halkına çağrım şu: Bir konuda karar verin. Sığınmacıların kalmasını istiyor musunuz? Yılda 11 milyar dolar harcamak istiyor musunuz? 2011'den bu yana her Türk vatandaşının cebinden bin 800 - bin 900 dolar çıktı sığınmacılar için harcanan. Benim param bol, harcamalar devam etsin, Suriyeliler Afganlar kalsın, yenileri de kalsın diyorsanız huzur içinde Erdoğan'a verebilirsiniz.
"Söz 1 sene içerisinde hızlı ve hukuka uygun bir şekilde vatanlarına göndereceğiz"
Hayır gitsin diyorsanız; onlar gidince kiralar düşsün, enflasyon, hayat pahalılığı azalsın, biz işimizi kaybetmeyelim diyorsanız, eşlerimiz çocuklarımız, annelerimiz sokağa çıktığında Türk kadınlarına cariye gözüyle bakan kitleler sokakları işgal etmesin diyorsanız o zaman Kemal Kılıçdaroğlu'na desteğinizi verin ve söz 1 sene içerisinde hızlı ve hukuka uygun bir şekilde vatanlarına göndereceğiz.
"Biz yasaları uygulayacağız"
İçerik olarak taviz vermeyiz, vermeyiz de zaten. Konuştuğumuz meseleler Türk halkının güvenliği ile ilgili meseleler. bunlardan taviz vermek Türk halkının geleceğini karanlığa atmak demektir ben bunu yapmam. Biz yasaları uygulayacağız. Yasalar, Suriye'de iç savaş bitince geri dönüş esastır diyor. Biz bunu uygulayacağız.
"500 milyar dolardan fazla çalınan paradan bahsediyoruz"
Devr-i sabık yaratmak politik bir projedir.. Burada hukuki bir süreçten bahsediliyor. Yolsuzlukların, Türk halkından çalınan paraların Türk halkına iadesinden bahsediyoruz. Sayın Kılıçdaroğlu'na göre 418 milyar dolar, bizdeki kaynaklara göre 500 milyar dolardan fazla çalınan paradan bahsediyoruz. Bahsettiğimiz para vergisiz, rüşvet şeklinde Türk halkından çalınmış paralar. Burada Sayıştay'a Merkez Bankası'na MASAK'a büyük bir görev düşüyor. Bu aşamada Meclis'te bunun ne kadar ilerleyebileceği şüpheli fakat önemli adımlar atılmalı.
"Gençlerin bir dayıya ihtiyacı olmayacak; onların dayısı, sahip oldukları bilgi olacak"
Devlette liyakatin sağlanması konusunda Kemal Bey ile el sıkıştık. İçiniz rahat olsun, ortakların da içi rahat olsun. Cumhuriyet yurttaşı bilgili ve akıllı olmanın bundan sonra yetecek bir bürokratik yapıdan bahsediyoruz. Bu konuda mutabık kaldık. Gençler bir dayı aramayacak, bir dayıya ihtiyacı olmayacak, onların dayısı sahip oldukları bilgi olacak.
"Bir gün Gülen ve Öcalan ile benim fotoğrafımı görürseniz; Türk devletine biat etmeye gelmişlerdir"
Zafer Partisi'nin ve Ümit Özdağ'ın olduğu yerde kimse terörden bahsedemez. Benim hayatın terörle mücadeleyle geçti. Yurt içi ve yurt dışında. Bir gün Fethullah Gülen ile benim fotoğrafımı görürseniz, Fethullah Gülen Türk devletine biat etmeye gelmiştir. Benim Abdullah Öcalan ile bir fotoğrafımı görürseniz, Abdullah Öcalan Türk devletine biat ediyordur.
"Biz burada durmasaydık Erdoğan seçimi birinci turda kazanacaktı"
Erdoğan gerçekten başarılı bir siyasetçi. 21 yılın sonunda girmiş olduğu bir seçimde siyaseti dizayn etmesi başarılı olduğunu bize gösterdi. Muhalefet tarafından yapılan yanlışları da bize gösterdi, eksikleri bize gösterdi. Cumhur ve Millet İttifakı kamplaşmasının dışında kaldık. Kendi aldığımız oyun fazlasını Ata İttifakı'na aldık. Bu önemli bir başarı. Seçimden önce ve seçim sürecinde biz çok eleştirildik. Muhalefete muhalefet edilmez diye. Muhalefet diye iktidar diye parti yok. Paylaşılan değişik partiler var. Biz de muhalefetteki partilerden biriyiz. Biz iktidardakilerden de muhalefetten de oy almaya çalıştık. Biz burada durmasaydık Erdoğan seçimi birinci turda kazanacaktı. Haklı olduğumuz ortaya çıktı. İkinci turdaki bu aşamada, 24 artı 1 buçuk seklinde yaklaşmıyoruz. 64 milyon seçmene tekrar değerlendirme yapmasını istiyoruz. 8 milyon sandığa gitmeyen seçmen var. Bırakın şu ittifakları, hepimiz aynı kayığın içindeyiz. Bu ülkede kötü şeyler olursa bu iktidarı kazananların başına kaybedenlerin başına bir şey gelmeyecek. Kazanmaya yakınız.
"Sinan Oğan yanlış tercih yaptı"
Sinan Bey'e kırgın değilim. Çok sert eleştiriler yapılıyor. Seçimin ikinci tura kalmasını sağladı. Bunun unutulmaması gerekiyor. Sinan Bey de biz de başka değerlendirmeler yaptı. Olur böyle şeyler. Arkadaşlığımız bitmiş değil, bence yanlış tercih yaptı. Zafer Partisi'ne ve Sinan Bey'e oy veren kitle ikinci turda Zafer Partisi'nin gösterdiği yere daha çok oy verir. İlk turda İyi Parti'ye ve Sinan Bey'e oy verenler de Kemal Bey'e oy verir. İlk turda Sinan Bey'e ve MHP'ye oy veren kitlenin bir bölümü de döner Erdoğan'a verir. Sürecin onun dışına çıktığı ve bu tepkinin Cumhur İttifakı'ndan bir başka oy bloğunu Kemal Bey'e yaklaştırdığını görüyorum. Düşündüğümüzden farklı bir ikinci seçim yapacağız.
"Erdoğan'ı sevmeye devam edin ama gelin şehirlerimizi geri alacağımız süreci başlatalım"
İkinci turdan çok umutluyum. Kemal Bey'in kazanacağını düşünüyorum. Polis kardeşlerime eşlerine çocuklarına, istihbaratçı arkadaşlarıma, devlet memuru kardeşlerime seslenmek istiyorum. Bu ülkenin güvenliğini muhafaza edelim. Türkiye'nin Suriyeleşmesine izin vermeyelim. Bunun için gelin bu seçimde hangi partiyi tutuyorsanız tutun, Erdoğan'ı sevmeye devam edin ama gelin bu 13 milyon insanı vatanlarına yollayacağımız süreci ve ülkemizi geri alacağımız, şehirlerimizi geri alacağımız süreci başlatalım."
YORUMLAR