GÜNÜN YAZISI

GÜNÜN YAZISI

[email protected]

Bu kardeşiniz cumhurbaşkanı seçildikten sonra neler oldu?

12 Ekim 2022 - 11:41

Bundan beş yıl önceydi.

24 Haziran’da yapılacak seçimlere sadece beş gün kala Erdoğan iş insanlarının karşısına çıkmıştı.

Açıkça oy istiyordu, “Beni cumhurbaşkanı seçin” diyordu.

Tabii seçilmesi halinde neler yapacağını da bir çırpıda özetlemişti.

Şöyle demişti AKP Genel Başkanı, 19 Haziran 2018 tarihinde:

“Bu kur filan, bunların hiçbirisi bizim geleceğimizi belirleyen şeyler değil. Bizim geleceğimizi, biz belirleyeceğiz. 24’ünde siz bu kardeşinize yetkiyi verin, ondan sonra bu faizle şunla bunla nasıl uğraşılır göreceksiniz.”

Bir internet sitesinde CHP Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen ile yapılmış ekonomi röportajını görünce aklıma bu sözler geldi.

Beşevirgen de zaten “O kişi yetkiyi aldıktan sonra bakın neler yaptı?” diye sıralamıştı olup bitenleri.

Bunların hepsini 5 yıl içinde yaşayarak gördük.

Ancak toplumun bir bölümü hala başına gelenin farkında değil.

İktidarın da pompalaması ile hatta öyle ki neredeyse bunların hiçbiri yokmuş gibi davranıyor.

Gerçi açlık ve sefalet içinde ama “Bir umut belki bana da dokunurlar, ben de sınıf atlatırım” beklentisi içinde kendini tüketiyor onca insan.

Şimdi gelelim son 5 yılda yaşadıklarımıza.

Şimdi bakalım neler olduğuna:

 2018 yılında 3.8 TL olan dolar kuru, 2022’de 18.60 TL’ye çıktı.

– 2018’de yüzde 20.3 olan enflasyon 2022’de tarihin en büyük rekorunu kırarak yüzde 80.21’e yükseldi.

 2018’de 6 milyon 18 bin olan işsiz sayısı 2022’de 8 milyon 500 bin kişiye ulaştı.

– 2018’de 537 milyon lira olan yurttaşların toplam kredi borcu ise 2022’de 1.5 milyara dayandı. Bu iktidarın ülkeyi getirdiği durum refah değil tam bir batak.

 Ekonomik kriz şartlarında geçen son bir yılda bankacılık sektörü kârlılığını 5’e katlarken, milyonlarca yurttaş ise ödeyemez duruma geldiği kredi borçları nedeniyle kara listeye girdi.

– Bu yıl bir milyon kişi icralık oldu. 4.1 milyon kişi borcunu ödeyemiyor.

 Risk Merkezi’nin verilerine göre bu yıl ocak-temmuz döneminde bankalar 538 bin 254 kişiyi kredi kartı borcunu, 659 bin kişiyi de tüketici kredisi borcunu zamanında ödeyemediği için yasal takibe aldı.

– Önceki yıllarda takibe alınıp icraya verilenlerden borcu devam edenlerin sayısı ise temmuz sonu itibariyle geçen yılın aynı dönemine göre 500 bin kişilik artışla 4 milyon 144 bin 303 kişiye ulaştı.

 Bu durumda olanların sayısında geçen yıl temmuz ayına göre 500 bin kişilik bir artış yaşandı.

– Ulusal Yargı Ağı (UYAP)’ a göre bu yılın ilk 9 ayında icra ve iflas dairelerine UYAP üzerinden toplam 6 milyon 151 bin yeni dosya geldi.

– Yeni gelen dosya sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 19.5 oranında arttı. İcra dairelerinde derdest bulunan dosya sayısı ise son bir yılda 933 bin adet artarak 16 Eylül itibarıyla 23 milyon 889 bine çıktı.

DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER

Medeni ülkelerin önlem almasını bizimkiler “İşte bizden kötü haldeler” diye yutturuyor

Artık nerede konuşsa hep “Avrupa’nın kötü durumundan” söz ediyor AKP Genel Başkanı.

Son Avrupa Birliği toplantısında liderler, Erdoğan’ın yanına her geldiklerinde “Bu kış ne yapacağız, durumumuz çok fena doğal gaz ve akaryakıtta ciddi sıkıntı çekiyoruz” diyorlarmış.

Erdoğan ise “Elhamdülillah bizde böle bir şey yok, biz kışı rahat atlatırız” diye cevap veriyormuş.

Tabii Erdoğan böyle konuşunca saray medyası üzerine düşeni yapıyor ve “Avrupa çok kötü, tarihi bir enflasyon yaşıyorlar, bu kışı donarak geçirecekler, bizden kötü durumdalar, siz halinize şükredin” edebiyatını en vıcık biçimde yayınlarına yansıtıyorlar.

Rusya krizi nedeniyle Avrupa’nın sıkıntılı olduğu kesin, ancak bu ülkeler de aptal değil, öyle çırılçıplak yakalandıkları falan yok, ayrıca raflarda mal olmadığı da yalan, sadece akıllı davranarak tasarruf önlemlerine yöneliyorlar.

Aslında “kışı kolay geçirecek olsak” bile bizim de bu tasarruflara uymamız gerek.

Bakın Avrupa ülkeleri enerji sıkıntısına karşı hangi önlemleri almış:

İTALYA: Kalorifer kullanımına sınırlama geldi. Evler ve kamu binaları en fazla 19 derece, işletmeler ise 17 derece olacak.

FRANSA: Sıcak su tankları günde iki saat devre dışı kalacak. Mağaza vitrin ışıkları gece kapatılacak.

YUNANİSTAN: Atina Belediyesi binasının ışıkları akşam kapatılacak.

ALMANYA: Kamu binaları, heykeller ve tabelaların ışıkları 22.00 itibariyle kapanacak.

İSVİÇRE: Elektrikli sobaların kullanımı yasaklandı. Evlerdeki sauna ve yüzme havuzlarının soğuk tutulacağı kararı verildi. Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi (CERN) deneylerinin durması da söz konusu olabilir. Hız sınırının 80 km ye düşürülmesine yönelik teklif geldi.

BELÇİKA: Nükleer santrallerin faaliyet süreleri uzayacak. Kamu binalarından elektrik tasarrufu sağlanacak. Restoran ve kafeler ısıtıcılarını kapatacak.

İNGİLTERE: Günde üç saat elektrik kesintileri yaşanabilir.

YENİ ÖĞRENDİM

Parti başkanına muhalif diye pasaport vermiyorlar

Almanya’da yaşayan İsa İlyasoğlu bir mühendis, aynı zamanda Yeniden Diriliş Partisi’nin de Genel Başkanı.

Bir dönem MHP milletvekili adayı olduğu gibi Bahçeli’ye karşı genel başkanlık için de adaylığa soyunmuştu.

İlyasoğlu bin bir engellemelere rağmen kurduğu parti ile Avrupa üzerinden ciddi muhalefet yapıyor her gün.

Durum böyle olunca İçişleri Bakanlığı da üzerine düzeni yapıyor ve İsaoğlu’nu yurtdışında açmaza alıyor.

İsa İlyasoğlu’nun pasaportunun süresi bitmiş.

Bu nedenle Almanya dışındaki ülkelere gidemiyor.

Konsolosluğa başvurduğunda ise kendisine pasaport yenilemesi yapılamayacağı söyleniyormuş.

İsaoğlu bunun gerekçesini öğrenemiyor, (tabii gerekçe belli aslında) en azından kendisine pasaport verilmediğine dair bir yazılı belge istiyor ki bu vatandaş olarak en temel hakkı, bu talebi de yerine getirilmiyormuş.

Bu iktidarın işlediği suçlardan en önemli olanlarından biri bu; kendilerine rakip olarak gördüklerini bulundukları makamı kullanarak devlet gücü ile sindirmeye çalışmak.

Bunun hukuk ve demokraside yeri asla yoktur ve olamaz da.

Ama belli ki AKP gidene kadar hep böyle yapacak.

OKURDAN MESAJ

Türk Lirası’nı dışarıda işte bu hale getirdiler

Biz döviz fiyatlarını iç piyasa koşullarına göre konuşuyoruz.

Oysa Türk Lirası’nın hali yurtdışında daha da yürekler acısı bir halde.

Bir okurum Brüksel’de çektiği fotoğrafı göndermiş.

Bir döviz büfesinin tabelasındaki fiyatları gösteriyor fotoğraf.

Her ülkenin parasının alış ve satış fiyatları var bu tabelada.

Bütün para birimlerinde alış/satış arasındaki fark ortalama yüzde 7/8 civarında.

Bir tek Türk Lirası’nın alış ve satış fiyatı arasındaki fark yüzde 28 olarak görülüyor

Belçikalı döviz TL’yi 15.5 liradan alıyor ama satarken fiyatı 21.25 olarak uyguluyor.

Saray’a sorarsanız itibarımız çok yüksek ve budan asla taviz verilemez.

Oysa itibar sadece lafla olmuyor.

FIKRA GİBİ

Deli mi edepsiz mi?

Saray medyasında dün gördüğüm bir haber şöyle;

“Zonguldak’ta kandil gecesi camiye gelen bir kadın, cemaatin şaşkın bakışları arasında hakaretler yağdırarak camiden ayrıldı. Olay sonrası polis ekiplerince gözaltına alındı. Edepsiz kadının Samsun ve İstanbul ilinde Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde tedavi gördüğü anlaşıldı.”

Aklı başında hiç kimse ne camide ne de başka bir kutsal alanda küfür etmez.

Bunu yapması için ruh sağlığının yerinde olmaması gerekir.

Ama saray medyası ne yapsın olayı “hem camiye saldırı haberi” gibi vermek hem de saldırgana ağır birkaç laf etmek zorunda.

Böyle olunca “ruh hastası” tanımı ile “edepsiz” ve tabii üstüne “halkı kin ve nefrete teşvik etmek” suçu aynı cümlede kullanılmak durumunda kalınıyor.

Can Ataklı

YORUMLAR

  • 0 Yorum

Son Yazılar