“Yapay zekâ işimizi elimizden alacak, otomasyon nedeniyle birçok meslek yok olacak” derken gelinen noktada yapay zeka kendimizi elimizden almaya başladı. Nasıl mı? Cevabı bu yazıda.
Güney Koreli teknoloji ve yapay zekâ (AI) şirketi Sensay’ın Kurucusu ve CEO’su Dan Thomson, şiddetli bir beyin sarsıntısı geçirdikten sonra hafızanın ve hafızada yer alan bilgilerin aslında ne kadar kırılgan ve uçucu olabileceğini fark etti. Bu korku, onda bilinç, bilgi ve koruma konusunda derin bir merak uyandırdı. Thomson’ın kişisel bir arayış olarak başlattığı bu süreç, onu gerçekçi yapay zekâ teknolojilerinde “aynı kendisi gibi düşünen” AI replikaları yaratmaya kadar itti.
Dan Thomson, şimdi kurucusu olduğu Sensay yapay zekâ şirketinde aynı sizin gibi düşünen, sizin gibi tepki veren ve size benzeyen “dijital ikizinizi” yaratıyor. Her ne kadar kulağa bilim kurgu gibi gelse de, kişiliğinizi ve zekânızı otonom bir yapay zekâ ajanı olarak kopyalayan “dijital ikiziniz”, sizin yerinize toplantılara katılabiliyor, e-postalarınızı yanıtlıyor ve sevdiklerinizle mesajlaşıyor.
Öldükten sonra sevdiklerinizi teselli ediyor
Ancak dijital ikizinizi yaratmayı isterseniz iş bir süre sonra daha da ürkütücü bir hal alıyor: Öldükten sonra sizmiş gibi davranarak sevdiklerinizi teselli edebiliyor!
Tıpkı insan gibi davranan, konuşan ve hatırlayan, gerçek insanların yapay zekâ kopyalarını oluşturan bu girişim, sadece Kore’de değil, bütün dünyada yükselen bir trend.
Bunlar sadece geliştirilmiş sohbet robotları veya aldatıcı hologramlar değil; gerçek dünya kullanım örnekleri ve derin kültürel etkileri olan, insan özünü makine biçiminde yakalamaya yönelik ciddi dijital varlıklar.
Bu konseptin öncülüğünü, yakınlarını kaybetmiş ailelerin, kaydedilmiş anıları ve yüz ifadeleriyle birlikte, ölen sevdiklerinin hiper-gerçekçi AI versiyonlarıyla konuşmalarına olanak tanıyan Güney Kore'deki “Re;Memory” adlı proje yaptı. Projeyi eleştirenler ise bunu “grotesk” (varlıkların absürt özelliklerle yeniden tasviriyle dünyaya ait olmayan bir olgu haline getirilmesi sanatı) olarak nitelendirdi.
Ancak dijital ikiz çağı hızla yaklaşıyor ve üretilen dijital ikizlerden bazıları şimdiden bizim adımıza hareket ediyor.
Sensay’ın CEO’su Thomson, ürettikleri dijital ikizleri “sanal insanlar” ya da “karakterler” olarak adlandırıyor. Bu kopyalar belgeler, videolar, röportajlar, e-postalar ve daha fazlası üzerinde eğitilmiş yapay zekâlar. İşin tuhaf yanı bunlar sadece size benzemekle kalmıyor, sizin adınıza hareket de ediyorlar!
Thomson, “Telegram'da saatlerce benim dijital klonumla etkileşime giren ve bunun gerçek ben olmadığımı fark etmeyen insanlar oldu” diyor.
Twin Protocol adlı platform, kitaplarınıza, derslerinize, videolarınıza, yazılı ve sesli notlarınıza odaklanarak ve bunlardan yola çıkarak tonunuzu, stilinizi, diksiyonunuzu ve niyetinizi yakalayan son derece kişiselleştirilmiş bir AI ikizi ortaya çıkarıyor. Sonuç olarak, sadece adınızın yazılı olduğu bir sohbet robotu değil, sizin bilginizle ve sesinizle yanıt veren etkileşimli bir versiyonunuz ortaya çıkıyor.
Sizden sonra klonunuz ne olacak?
İşin bir diğer tuhaf yanı da bu dijital kopyaların size benzemek için aldıkları eğitim bittikten sonra da büyümeye ve gelişmeye devam edebilmesi. Düşünün bir kere, dijital klonunuz siz öldükten sonra da gelişirse, o hala siz mi olursunuz?
Ya da diyelim ki dijital ikiziniz siz öldükten sonra kötü yola saptı, kriminal aktivitelere girişti ya da sağa- sola küfürler savuran kötü ve kaba birine dönüştü, bunun hukuki sorumlusu kim olacak?
İster inanın ister inanmayın, bu teknoloji şu anda gerçek dünyada kullanılıyor. Liderler ve yöneticiler, yıllarca süren halka açık konuşmalarını, makalelerini, sosyal medya gönderilerini ve röportajlarını kullanarak dijital kopyalarını oluşturuyor.
Tüm dünyada “dijital ikiz hareketi” hızlanırken, bu teknoloji felsefi soruları da beraberinde getiriyor: Dijital ikiziniz siz öldükten sonra da yaşamaya devam etmeli mi? Dijital ikizinizin işlediği suçlardan siz mi sorumlu olacaksınız? Ya da dijital klonunuz sizin yerinize sevdiklerinizle sohbet etmeli mi yoksa sadece eposta kutunuzu düzenleme hakkına mı sahip olmalı?
Sonsuz olasılıkların olduğu bu çağda, artık şurası kesin: Yapay zekâ denen dijital varlık konuşuyor, hareket ediyor, öğreniyor, taklit ediyor. Ve çok yakın bir gelecekte her alanda yerimize geçip hepimizi geride bırakabilirler.
İPEK YEZDANİ
Dünya gazetesi
İpek YEZDANİSINIRÖTESİ[email protected]
YORUMLAR