Özgür ve tarafsız gazetecilik anlayışımı biliyorsunuz.
Bu nedenle siyasi kimliğini önemsediğim ve 40 yıllık dostluğum olan bir CHP’linin şu üç sorusunu değerlendirmek istedim.
Mesaj aynen şöyle;
“Abi sen iyi bir gazetecisin Karayalçın ve Çetin e sorar mısın;
1-Genel Başkanlık hile ve desise ile delegelerin oyu para ile satın alınarak genel başkanlıkları ellerinden alınmışsa yine mutlak butlanı kabul etmezler miymiş?
2-Bir de “peki görev kabul etmediğinizde partinin 4-5 ay kaos ve karmaşaya sürüklenmesine sebebiyet vermiş olmayacak mısınız?
3-Hatta sonrasında bile parti sıkıntıya girebilir büyük ihtimalle. Bu sorumsuzluk olmaz mı?”

• Murat Karayalçın’a dedim ki;

Size ve Hikmet abiye çok yoğun soru geliyor. En fazla sayıda gelen şu:
"Genel Başkanlık hile ve desise ile delegelerin oyu para ile satın alınarak genel başkanlıkları ellerinden alınmışsa yine mutlak butlanı kabul etmezler miymiş?"
Yanıtınızı yayınlamak üzere rica ediyorum.

• Murat Karayalçın dedi ki;

“Yargı kararı her ne olacaksa, sizin onu kabul edip etmemenizin uygulamaya dönük bir anlamı olamaz.
Ayrıca bana göre butlan kararı çıkamaz.
Yaklaşık 1300 delegenin ne kadarının oyuna hile karıştığını önce bir saptasınlar bakalım.”
Karayalçın’a dedim ki;
Ancak siz bağımsız hukuki karar düşünüyorsunuz. Ben ise yargıdan siyasi karar bekliyorum. Buna ne dersiniz?

• Karayalçın dedi ki;

“Doğal olarak işin hukuki yönünü öne çıkarmaya çalışıyorum. İşin siyasi yönü ayrı bir şey. O kararı alacak olanlar siyasi olarak işlerine ne yararsa o doğrultuda davranırlar. O olasılıklardan biri de karar almayıp, işi böyle devam ettirmektir.”
Hikmet Çetin’e sordum:
Genel Başkanlık hile ve desise ile delegelerin oyu para ile satın alınarak genel başkanlıkları ellerinden alınmışsa yine mutlak butlanı kabul etmez misiniz?

• Çetin dedi ki;

“Bunun ispatlanması, yargı kararının kesinleşmesi gerekir diye düşünülüyor. Ancak 1. Derece mahkemenin böyle bir davaya bakması hukuki değil ki kararı hukuki olsun. Bu mahkemenin görevi değil.
Siyasi partiler ve seçim yasasına göre tek yetkili YSK’dır. Kurultay’da ise Çankaya İlçe Seçim Kurulu’dur. Ya da Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının konuyu soruşturma yapması gerekir.
Bu nedenlerle kayyım da atanamaz Kemal Kılıçdaroğlu da bu tür bir yargı kararı ile CHP genel başkanlığına dönemez.”

Orhan UĞUROĞLU