Çoğu kez hırs ve ihtiras birbirine karıştırılıyor.
Hırs; içinde, sonu gelmeyen istek, kızgınlık ve öfkeyi barındırıyor iken, 'ihtiras'; tutku ve güçlü istek anlamındadır.
Arzu ise; makul istek ve beklentilerimizdir.
Yani; arzu-hırs-ihtiras, ifade etmeyi istediğimiz düşüncelerimizin, ya'da iç dünyamızın bu anlamda dozunu yansıtan sözcüklerdir.
Yanılmıyorsam Balzac'ın sözüdür. ''Hırs ve tamahın başladığı noktada, saf duygular sona erer''.
İşte o saf duyguların yitirilmesi beni çok korkutur! Korkutur, zira hoşgörü'nün olmadığı yerde sevgi ölmüştür.
Aşırı hırs, aşırı kıskançlık, aşırı ihtiras; yani beklentilerimiz ile ilgili her türlü abartı, bizleri insani duygulardan uzaklaştırıp tehlikeli boyutlara götürebilir.
Oysa sevgi; sevmek, bu aşırılıklara asla yakın durmayan, özgür, içselliğimizi güzelleştiren yüce bir duyumsamadır.
Hırsı; başarma isteği ile aynı kefeye koymak isteyenler hem kendilerini aldatırlar hem'de karşılarındakini. Bu kadar'da kalsa iyi!
''Ahlaki kaygılar taşımayan büyük hedefler, diktatörleri doğurur''. Bu anlayışı kavramak için derin bilgilere sahip olmak gerekmiyor! Çünkü, ahlaki kaygılar taşımayanların ne yaptığına bakmak ve onları izlemek yeterlidir.
Sanırım bu seçimlerde; aklını sarıp sarmalayıp bir köşede unutmuş halkımızın bir bölümü, bu sorumluluğunu hatırlamış ve üstüne düşeni yapmış olmalı'ki, ihtiraslar, hırslar sandıklarda ters yüz edilmiştir.
Ben; arzuların insani yanına vurgu yapanları kucaklarım.
Ben; tutkuların aşktan sevda'dan yana olanını severim.
Sevgilerimle.
YORUMLAR