KADAVRA
Adamın yüzünü gördüğümde irkildim. Adam; '' Kötülüklerin tanrısı ''Seth'' den bin beterdi.
Çökmüş avurtları, yaşamdan alamadığı derin hınçların öfkesini biriktirmiş, bıçak yarasından keskindi.
Yana kaymış ağzı, son nefesini verirken bile çirkef kokan logar kapağını çağrıştırdı bana. O koku; günlerce kurşun bir tabutta kalmış'da kapağı açıldığında etrafa yayılan sis bombası gibi yakıcı ve pis idi. Daha korkutucu olanı ise; bu kadavranın ruhen'de, çürümüşlüğünün etrafa yayılan ürkütücü boyutu idi.
Tüm beyin fonksiyonlarının geri dönüşsüz kaybına karşın; son nefesini az sonra verecek bir zombi'nin birikmiş nefretini, hiç tanımadığı, belki'de hayatında hiç görmediği düşmanının yüzüne indiriyor izlenimine kapılıverdim.
İnsana dair binlerce maske geçti gözümün önünden. Çünkü ben; ''Bir insanın hayatı aynı zamanda onun karekteridir'' söylemine inananlardanım.
Adam ''İnek hırsızı'' çıktı. O adamın adı Osman.
Kimilerinin; ''Kendi karekterlerini en açık biçimde ele verdiği zaman, başkalarını nasıl gördüklerini, onu nasıl tarif ettikleri zamandır''.
O hİç tanımadığı, belki'de hiç görmediği kişiyi linç etmeye kalkan ''Osman amca'' idi. Onların ''Osman amcası''.
Sevgilerimle.
YORUMLAR