Yılmaz Özdil yazdı Al sana Afrin!

Hepsi arkadaştı. Hepsi İzmir'den gitti. Bornova komando tugayı'ndan. Dört tabur halinde Çiğli askeri üssü'ne getirildiler, tam teçhizatlı olarak askeri uçaklara bindiler, Hatay'a indiler, Hassa ilçemizden Amanos eteklerinden Suriye topraklarına girdiler.

Yılmaz Özdil yazdı Al sana Afrin!
07 Haziran 2022 - 16:24 - Güncelleme: 07 Haziran 2022 - 22:35

Yağmur vardı.

Sağanak.

Zemin balçıktı.

Postallar yapışıp kalıyordu.

Hobaraa diye Türkiye'ye doluşan Suriyeliler plajlarımızda nargile içerek keyif çatarken, bizim çocuklarımızın gönderildiği yer, sadece mecazi manada değil, kelimenin tam manasıyla bataklık'tı.

Zifiri karanlıktı.

Henüz gün ışımamıştı.

Keltepe tabir edilen 1083 rakımlı tepeden taciz atışı yemeye başladık.

Hava aydınlanır aydınlanmaz, tanksavarla dozerimizi vurdular.

(Bölgede dozerlerimiz greyderlerimiz vardı, arazi berbat olduğu için, bazı durumlarda tanklardan fazla işe yarıyorlardı.)

Bornova taburu atış yapılan tepeyi almak üzere harekete geçti.

Saat 08.00'di.

Karşıdan yoğun ateş başladı.

Cayır cayır.

Pozisyon almışlardı, bekliyorlardı.

Çocuklarımızla teröristlerin arasındaki mesafe, el bombası fırlatma mesafesine kadar düştü.

Hani göğüs göğüse denir ya, işte o derece yakındılar.

Bizimkilerde el bombası yoktu.

Herifler hazırlıklıydı.

Maalesef, ilk temasta şehitleri verdik.

Uğur, Taha, Rıdvan, Arif, Recep, Burhan, Mehmet, Ozan, 8 şehit.

30'un üzerinde yaralımız vardı.

Bekir mesela, boynundan vuruldu, Uğur tam iman tahtasından yedi, Uğur'un yardımına koşayım derken Abdullah da aynı yerden, göğsünden vuruldu, çok şükür ki, yaşıyorlar, hayata tutundular, Tuna sağ kolundan, Erhan sağ ayak bileğinden, Mesut sol kolundan dirseğinin altından, Şevket sağ elinden yedi, Sinan'ın durumu ağırdı, kafasına sol taraftan şarapnel isabet etmişti, Kayhan, Hasip, Reşit, Sedat, Mahmut, İsmail, hepsinde şarapnel yarası vardı, Selçuk'unki maalesef sağ gözüne denk geldi, Muzaffer köy korucusuydu, Mardinli, boynundan şarapnelle vuruldu, Buğra sağ omuzundan yedi.

Teröristlerin tahkimli mevzileri vardı; bölgeyi adeta kanalizasyon hattı gibi kazıp betonlamışlardı, yeraltından yürüyorlar, fare gibi ordan girip şurdan çıkıyorlardı.

Havan fırlattık.

Sonuç alamadık, haybeye toprağı dövdük.

Helikopterimiz geldi.

Ama açık hedeftiler, biri isabet aldı, mecburen çekildiler.

Diyarbakır Sur'da gördüğümüz uzun namlulu keskin nişancıları Afrin'e getirmişlerdi, kimseyi kımıldatmıyorlardı.

YAZININ DEVAMI 

YORUMLAR

  • 0 Yorum