Çifte vatandaşlık nasıl olacak? Dışişleri ve İçişleri bakanlıklarına açık çağrı

Bilindiği gibi yakın dönemde Alman Federal Meclisi’nde “Vatandaşlık Yasası’nın Modernizasyonu Yasası” kabul edildi. 27 Haziran’da yürürlüğe girecek yeni düzenlemeyle birlikte artık Almanya’da yaşayan Türkiye kökenliler için çifte vatandaşlık alabilmenin yolu açılmış oldu.

Çifte vatandaşlık nasıl olacak? Dışişleri ve İçişleri bakanlıklarına açık çağrı
20 Nisan 2024 - 12:51 - Güncelleme: 20 Nisan 2024 - 13:03

 

Almanya’nın aldığı bu karar iç siyasette çeşitli eleştirileri beraberinde getirse de hem genel kamuoyunda hem de Almanya’da ikamet eden Türk toplumunda büyük ölçüde heyecan verici bir gelişme olarak algılandı.

Esasında uzunca süredir politik çekişmelere kurban edilen bu konuda atılan yeni adım toplumsal huzur ve bütünlüğün tesisi bakımından Almanya’nın ilerleyen dönemde lehine bir gelişme olarak algılanmalıdır.  Zira geçmiş uygulama Almanya’da doğup-büyüyen, eğitim gören, onlarca yıldır yaşayan ve ülke kalkınmasına önemli katkı sunan ama bunun yanında köken ülkesiyle bağlarını da devam ettirmek isteyen milyonlarca insanı cezalandıran bir mantalite içeriyordu. Siyasal yabancılaşmayı da beraberinde getiren bu uygulamanın kaldırılması bu yönüyle önem arz etmektedir.

 

Nitekim konu ile ilgili Türk toplumunun ne düşündüğünü öğrenmek için görüştüğümüz kişilerden gelen bilgiler de bunu teyit etmektedir. Almanya’da ikamet eden yurttaşlarımız çifte vatandaşlık imkânı verilmesini önemli bir fırsat olarak değerlendirmektedir.

Bununla birlikte dile getirilmesi gereken bazı hususların varlığı da göze çarpmaktadır. Zira sürecin nasıl işletileceğine yönelik henüz bir belirsizlik havası olması nedeniyle yurttaşlarımızda sevincin yanında aynı zamanda endişeli bir ruh hali de gözlemlenmektedir.

Bu anlamda Almanya’da Türk toplumunu ilgilendiren konuları yakından takip eden, aynı zamanda Saadet Partisi Yurtdışında Yaşayan Vatandaşlar Politika Kurulu üyesi de olan değerli dostumuz Şaban Turhal bey ile yaptığımız görüşmede kendisi bu konudaki haklı endişelerin ortadan kaldırılması noktasında kolay ancak etkili yöntemlerin bulunabileceğini dile getirmektedir.

Bu anlamda ilk dikkat çekilen husus; Almanya’daki Türk konsolosluklarında yaşanması muhtemel vatandaşlığa başvuru yoğunluğu ile ilgili olmaktadır. Yöneticilerimizin bu anlamda teyakkuz halinde olması ve seyyar başvuru merkezleri vb. alternatifleri de hazır tutacak şekilde bir çözüm planına sahip olunması önem arz etmektedir.

 

Yine tam da bu noktada, Türkiye’nin de eş zamanlı olarak atması gereken önemli adımlara da dikkat çekilmesi gerekmektedir. Zira mevcut uygulamaya göre; izin alıp vatandaşlıktan çıktıktan sonra bir yıl içinde vatandaşlığa geri dönme dilekçesi verilirse hiçbir işleme gerek kalmadan Türk vatandaşlığı yeniden alınabilmektedir. Ancak şu anda Türk vatandaşlığına geri dönmek isteyenlerin birçoğu için aradan 5 yıl, 10 yıl gibi uzun süreler geçtiğinden durumları belirsiz görünmektedir. Bu nedenle Türkiye’nin bu insanlarımız için yasal çözüm üretmesi ve vatandaşlığa geçişi kolaylaştırması beklenmektedir.

Şaban beyin bu konuda, yasal dayanak sağlanması durumunda, Mavi Kart uygulaması üzerinden bir düzenleme ile sorunun çözülmesi yönünde dikkat çekici bir önerisi bulunuyor. Buna göre, e-Devlet üzerinden Mavi Kartlı vatandaşlarımız Türk vatandaşlığına alınabilir ve Türkiye’ye izine gidince insanımız nüfus kartı alabilir. Mevcut yasal düzenlemede “Mavi Kart sahipleri tekrar otomatik olarak bir dilekçe ile Türk vatandaşı olabilir veya vatandaşlığa başvurabilir denilirse, bu vatandaşlığın alımını ayakları yere basan bir şarta bağlanmış olacaktır.

Yine önemli bir husus ise bedelli askerlik konusunda öne çıkmaktadır. Almanya’da yaşayan ve ilk kez Türk vatandaşlığı alacak olan büyük bir nüfusun bedelli askerlik görevi oluşacağından bu konuda da bir sefere mahsus tüm Avrupa’da bedelli askerlik hakkı olanlara örneğin 1.000 Euro bedel ücreti gibi bir meblağın belirlenmesi yoluyla bir yandan problem çözüme kavuşturulurken diğer yandan ise Türkiye’ye ciddi bir oranda döviz girdisi sağlanmış olacaktır.

Son olarak Alman vatandaşı olup yeni düzenleme ile aynı zamanda Türk vatandaşlığına geçecek insanlarımızın yurtdışı seçmen dengesini değiştirme potansiyeli de göz önünde bulundurulmalıdır. Bu noktada Alman vatandaşlığında kalmayı tercih eden ama aynı zamanda Mavi Kart uygulamasından yararlanan insanlarımıza Türkiye’de diğer haklarla birlikte seçme-seçilme hakkının da verilmesinin bir kez daha gözden geçirilmesi önem taşımaktadır.

Dile getirilen bu hususlar Almanya’nın çifte vatandaşlık hakkını yeniden teslim etme sürecinin Türkiye açısından da avantaja dönüştürülmesi bakımından dikkat çekici olarak görülmektedir. Konu ile ilgili farklı görüş ve önerilerin değerlendirilmesi süreçten maksimum faydanın elde edilmesine de elbette katkı sunmaktadır. Başta Dışişleri ve İçişleri Bakanlıkları olmak üzere tüm ilgili kurumların bu konuda hali hazırda var olduğuna inanılan çabasına anlamlı bir katkı olarak değerlendirilmektedir.


Bekir Gündoğmuş

YORUMLAR

  • 0 Yorum