Erdoğan tanımıyor

Türkiye'de kim Soroscu? İdeolojik kök bilinmeden soruya yanıt bulmak zor. Bu sebeple bir kişiyi tanımanız gerekiyor: Friedrich von Hayek (1899-1992)…

Erdoğan tanımıyor
09 Aralık 2021 - 09:36

Her ne kadar iktisatçı kimliğiyle bilinse de, İkinci Dünya Savaşı sonrası gelişen sosyalist dalgaya karşı duran siyasal kimliğiyle öne çıktı. 1944 yılında yazdığı “Köleliğin Yolu” ile kitabıyla popüler oldu. Arkasında, 1947'de kurulan -liberalizmi yeniden programlayan- Mont Pelerin Cemiyeti (MPS) vardı.

Piyasayı kutsallaştıran Hayek neyi savundu:

-Ekonomik planlamanın insan hürriyetini kısıtlayacağını,

– J. J. Rousseau (ve takipçisi Atatürk) gibi halk egemenliği savunanların bireysel özgürlüğü tehdit ettiğini,

-Tehlikeli, sığ, aldatıcı bulduğu toplumun tedavülden kalkmasını,

– Sosyal adaletin, yanıltıcı-romantik serap olduğunu,

-Piyasayı sınırlandıran ulus devletlerin ve siyasetin “tahttan” indirilmesini öne sürdü.

Ve:

Özgürlük maskesiyle muhaliflerin sesini kesen, salt kendi çıkarlarına odaklanan bireyciliği idealleştiren Hayek'e 1974'de Nobel Ödülü verildi!

Sol partilerin güçlü olduğu ülkelerde; askeri darbe yapılan Şili-Arjantin ile ardından İngiltere – ABD'de (sırtına askeri darbeye dayayan Özal ile Türkiye'de) Hayek tezleri hayata geçirildi.

Piyasayı “Tanrı” gören “Hayek müritleri” dünyanın dört yanına yayıldı.

DÖNEMİN KİTABI

Zaman gerçekleri mutlak ortaya çıkarıyor:

Prof. Aydın Yalçın'ın, CIA tarafından kurulan NED tarafından fonlandığı belgelerle ortaya çıktı.

Fred Haynes, Ruzi Nazar, Paul Henze, Graham Fuller gibi CIA ajanlarıyla ilişkisi biliniyor artık. Uzatmayayım:

Türk okuru Hayek'in “Kölelik Yolu” kitabının farkına 1948'de vardı. O dönem doçent olan Aydın Yalçın'ın teşvikiyle fakültede asistan olan Turhan Feyzioğlu tarafından çevrildi kitap. Sekiz bölümü Siyasal Bilgiler Okulu Dergisi'nde yayımlandı.

Peki, Aydın Yalçın, çevirinin yapılmasını neden istedi?

O dönem:

-İki süper güç olan ABD liderliğinde Batı Bloku ile, Sovyetler Birliği önderliğinde Doğu Bloku ülkeleri arasında 1947'den itibaren Soğuk Savaş başladı.

-Türkiye, IMF'ye katıldı.

-ABD, Türkiye (ve Yunanistan'a) Sovyetlere Birliği “baskısından” kurtulması için 400 milyon dolar verdi.

-CIA kuruldu.

Uzatmayayım…

Hayek kitabının önsözünde yazdı:

-“Bu siyasi kitaptır.”

Neoliberalizm, ekonomi düşüncesi değil, siyasal fikirdir.

Yazının başındaki sorumu unutmuş değilim:

ERDOĞAN TANIMIYOR

Hayek'in “Kölelik Yolu” kitabı yayınlandıktan birkaç ay sonra Karl Polanyi de 1944'te “Büyük Dönüşüm” kitabını çıkardı.

Polanyi, piyasaya değil, insana odaklıdır:

-Serbest piyasa koca bir yalandır.

-Piyasayı tek başına bırakırsan hiçbir şey olmaz. Vs.

Hayek'in tezlerine karşıydı yani Polanyi…

Ama kitabı, küçük entelektüel grup dışında ilgi görmedi. Polanyi'nin ABD'ye girişine bile vize verilmedi.

Evet: “Kölelik Yolu” ile “Büyük Dönüşüm” taban tabana zıttı.

Peki, Polanyi'nin “Büyük Dönüşüm” kitabı ne zaman Türkçeye çevrildi. 42 sene sonra -neoliberalizmin gündemde olduğu- 1986 yılında…

Peki, kitabı kim çevirdi -Osman Kavalı'nın eşi- Prof. Ayşe Buğra

Peki, kitabı hangi yayınevi yayınlıyor; Osman Kavala'nın sahibi olduğu İletişim.

Peki, Polanyi hakkında konuşma yapması için, (örneğin, Viyana- Mayıs 2019 gibi) dünyanın dört yanındaki seminerlere-panellere kim davet ediliyor; Prof.  Buğra

Gelelim can alıcı soruya:

Hayek'in/neoliberalizmin dünyadaki en önemli temsilcilerinden biri bugün kim; George Soros!

Erdoğan'ın, “Şu Osman Kavala denilen bu ülkede Soros'un adeta ofisi olan, temsilcisi olan kişinin karısı da, yine aynı şekilde Boğaziçi Üniversitesi'nde bu provokatörlerin içerisinde yer alan kadındır…” sözünün gerçekliği var mı?

Erdoğan, ne Hayek'i ne Polanyi'yi tanıyor.

Erdoğan, ne Osman Kavala'yı ne Prof. Ayşe Buğra'yı tanıyor.

Erdoğan, Prof. Buğra'nın (Osman Savaşkan ile yazdığı) son kitabı “Türkiye'de Yeni Kapitalizm” kitabından haberdar mı? Sanmam. Öyle olsa; 2014'de yayınlanan bu kitapta “Gülen ağının toplumun geniş kesimlerinde yarattığı korku” ve “devlet kurumlarındaki kontrolü” üzerine yazdıklarını bilirdi…

Bugün… Osman Kavala'nın Silivri zindanına atılışı üzerinden 1500 gün geçti!

Hezeyana/ anlamsız şüpheye dayalı dört yılı aşkın süren tutukluluk… Yazık.

Bırakın Hayek'i, Polanyi'yi, Marks'ı özgürce tartışalım.

Her karşıt görüşü bir kılıf bulup yasaklayamaz, hapse atamazsınız.

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN LÜTFEN TIKLAYINIZ

Soner Yalçın

Odatv.com

YORUMLAR

  • 0 Yorum