Her üç evli çiftten biri seks yapmıyor

Avrupa Cinsel Sağlık Birliği'nin yaptığı son çalışmaya göre, Avrupa'da üç evlilikten biri sekssiz. 10 erkekten yedisinin iktidarsızlık sorunu yaşadığı Türkiye'de de durum farksız

Her üç evli çiftten biri seks yapmıyor
12 Aralık 2019 - 11:00
Evli ve sekssiz

Dışarıdan bakınca şahane bir çift imajı çiziyorsunuz, yemeklerde birbirinizden gözlerinizi alamıyorsunuz, dokunmadan duramıyorsunuz, herkes bunca yıllık evlilikten sonra bunu nasıl başardığınızın 'sır'rını merak ediyor. Oysa yatak odanızın kapısı kapandığında, siz kardeş kardeş uyumayı tercih ediyorsunuz. Yıllardır eşinizle aranızda seks ilişkisi yok. Bunu kendi tercihiniz olarak yorumlayabilirsiniz ya da bir rahatsızlık olduğu hissine de kapılabilirsiniz. Ama sonuçta yalnız değilsiniz! Avrupa Cinsel Sağlık Birliği, son yedi yıldır danışma hatlarını arayan 2 bin 500 kişinin verilerinden yola çıkarak bir sonuca ulaştı. Evlilikler artık neredeyse sekssiz yaşanıyor. Her üç çiftten biri seks olmadan evliliklerini sürdürüyor. Türkiye'de de durum farksız. Türkler seks konusunda konuşmadığı ve problemleri göz ardı ettiği için bu rakamların Türkiye için de geçerli olduğunu, hatta daha da vahim olabileceğini uzmanlar söylüyor, bunu söyleyenlerden biri Birliğin Başkanı İrem Hattat. İlk kez SABAH Pazar okurları için açıklanan bu araştırma sonuçlarını, Birliğin Başkanı İrem Hattat ve kızkardeşi ve aynı zamanda Cinsel Sağlık uzmanı Dr. Ece Hattat ile konuştuk.



- Sizin karşılaştığınız vakalar içinde en uç noktası neydi?

- Ece Hattat: 
Şimdi anlatacağım belki uç değil ama çarpıcı örneklerden biriydi; iki gün önce bir çift başvurdu bana, erkekte erken boşalma problemi var. Cinselliği ilk kez evliliğiyle yaşamış bu erkek ve hayatı boyunca erken boşalma sorunu olmuş. Doğulu bir çift, görücü usulü evlenmişler, 20 yıldır evliler. 'Nasıl bir cinsel rutininiz var?' diye sorduğumda, 20 yıllık evlilik boyunca 15-20 kez seks yaptıklarını öğrendim. Son altı yıldır hiçbir seks hayatları yok. Erkek erken boşalıyor, eşi eleştiriyor. Bu noktadan sonra, erkek kadına yaklaşamıyor, kadın empati yapmaya çalışıyor bir süre ama sorun geçmiyor. Kadın 'Acaba aldatılıyor muyum?' endişesi yaşıyor. Birbirlerinden uzaklaşmaya başlıyorlar. Bu çiftte seks yapmama rutini altı yılı bulmuş.



- İrem Hattat: Biz buna 'seks açlığındaki evlilikler' diyoruz. Yurtdışında da bu tabir kullanılıyor. Burada tanımlanan şu; bir tarafta cinsel istek var, fakat sürekli talep eden durumunda ve karşı tarafça umursanmıyor. Normalde, bir tarafın isteği olmadığı durumda, gidip kendini tedavi ettirip, bu konuyu çözmesi gerektiğini düşünüyoruz ama kesinlikle böyle olmuyor. Çünkü cinsel isteği olmayan taraf için, bu son derece normal bir durum. Karşı tarafı sürekli reddediyor olmaktan dolayı hiçbir kısıntısı yok. Ama karşı tarafta durum öyle değil. Biz buna 'emosyonel duygusal boşanma' hali diyoruz. Bir süre sonra en ufak bir şeyden kavga çıkmaya başlıyor. Her şeylerini eleştirmeye başlıyorlar. Birbirlerine toleransları kalmıyor. Boşanmaya kadar gidiyor iş ya da sekssiz yaşamaya alışıyorlar.



- Çiftin bunun normal olduğunu düşünmesi, durumun normal olduğu sonucunu doğurmuyor. Seks yapmamak bir tercih değil rahatsızlık yani?

- E. H: 
Aseksüellikten çiftler rahatsız olmuyorlarsa, bu durumdan memnunlarsa, hayatlarında bunun eksikliğini hissetmiyorlarsa, hekimler olarak yapabileceğimiz bir şey yok. Çünkü ona cinsel sorun denmiyor, cinsel sorun olması için, problemin kişiye stres yaratıyor olması lazım. Fakat şunu karıştırmamak lazım; sekssiz bir evlilik var, çok mutlular, aralarında hiçbir problem yok, gülüyorlar, eğleniyorlar tamam ama bu evliliklerin yüzde 90'ında, cinsel sorun başlıyor, çok ciddi bir stres de yaratıyor ama kişiler utanma duygularından, birbirleriyle iletişimsizlikten, hangi doktora başvuracağını bilmedikleri için sorunu kabul eder hale geliyorlar. Aslında bu, zorlama bir kabullenme durumu. Yani sekssiz evlilik tercih değil, zorlama bir kabullenme. Kardeş kardeş bu sorunla yaşıyorlar. Çünkü biz bu durumdan rahatsız değiliz diyen çiftlerin derinine indiğiniz zaman, aslında o kadar büyük psikolojik stresler var ki, görünen sadece mükemmel çift.



- Seks yapmamak evlilikte gerginlik yaratır, biz bunu fark etsek de, etmesek de diyebilir miyiz?

- E. H: 
İçsel olarak kendilerine gerginlik yaratıcı, tüm hayatlarına yansıyan bir durum. Kadın 'Ben çekici değilim artık, eşim beni aldatıyor,' diye düşünmeye başlıyor. Sorun erkekten kaynaklanıyorsa, 'Aslında ben başarısız oluyorum bu konuda, tekrar niye başarısızlık yaşayayım, niye eşimin yanına gideyim,' diyor. Kadın gidiyor uyumaya, erkek salonda oyalanıyor, televizyon izliyor, iş toplantıları çıkarıyor, mümkün olduğunca kadın uyuduktan sonra yatağa girmeye gayret ediyor. Giderek kopuş noktasına geliyor. Cinsel sorunlarla, ilişki sorunları iç içedir. İngiltere'de yapılan bir çalışmaya göre boşanmaların yüzde 50'si, cinsel sorunlardan kaynaklanıyor. Eksiklik hissi hep oluyor aslında. Dışarıdan çok mükemmel, birbirlerine âşık bir çift portresi de çizebilirler ama yıllardır seks yapmazlar.



Yani kadınların 'Başım ağrıyor,' klişesi tarih oldu, artık 'Erkekler isteksiz,' diyebilir miyiz?

- İ. H: 
Erkeklerin her zaman istekli olduğu düşünülür. Modern hayat koşullarının stresle birlikte getirdiği bir yenilik var, artık erkekler seks istemiyor. Evlilik aşkla başladı diyelim, zaten mutluluk hormonlarının etkisiyle, testosteron tetikleniyor, bu nedenle cinsel istek yüksek. Her ilişkinin başlangıcında böyle. Evlilik ilerledikçe, aşinalıkla beraber, sorumluluklar, sorunlar artıyor, iş hayatındaki stresin artmasıyla cinsel ilişki sıklığında azalma olduğu kesin. Bu bir karardır, cinsel ilişkinize vakit ayırmaya, o ortamı yaratmaya karar vereceksiniz.



- Nasıl yani, 'Bu gece seks için buluşuyoruz,' mu demek gerekiyor?

- İ. H: 
Aynen öyle. Normal hayat şartlarında, bunlar olamayabiliyor. Sizin buna karar verip, 'Ben cinselliğime vakit ayıracağım, bu hayatımda çok önemli bir parça, bu aktiviteyi devam ettirmem gerek,' demeniz gerekiyor. Biz randevulaşmayı öneriyoruz. 5 bin 500 kişi üzerinde bir çalışma yapıldı, uzun süreli ilişkileri incelediler ve 'Uzun süreli ilişkide, cinsel ilişkinin sırrı ne?' diye sordular.



- Neymiş?

- E. H: 
Cinsellikle işin flört kısmına, o duygusallık kısmına, belki cinsel birleşme değil, ön sevişme kısmına dikkat edilirse, özen gösterilirse, cinsel ilişki sayısı azalsa bile, uzun vadede çok ciddi bir cinsel tatmin yaşanıyor. Bir süre sonra skorun önemi kayboluyor ve tatmin önemli oluyor. Akşam eve geliniyor, tüm gün koşturulmuş, zaten trafik var büyükşehirlerde, mahvolmuş biçimde eve geliniyor, yemek yeniyor sonra biri bir koltukta, diğeri bir koltukta uyuyakalıyorlar. Sonra gece vakti biri uyanıyor, 'Hadi yatalım,' deyip yatak odasına geçiliyor ve kardeş kardeş uyunuyor. Bu rutin bazen kırılamıyor ve sekssiz evlilik başlıyor. Bu rutini kırmak için, iki tarafın da özen göstermesi gerekiyor. Yoksa bir ay, iki ay, üç ay bu şekilde gidiyor, bir tarafın cinsel isteği var ama karşı tarafta reaksiyon yok, uzak duruyor. Süreç böyle başlıyor ve yıllar sürüyor.

- İ. H: Bunu sadece cinsel birleşme olarak da düşünmeyin; dokunma, öpüşme de yok oluyor. Duygusal ve fiziksel yakınlıkların bütünüdür cinsellik. Dışta gözükmeyen ama içte yaşanan kırgınlık kolay kolay tamir edilemiyor. Bir de erkekler çevresindeki erkeklerle konuşuyorlar ve 'Benim dışımda problem yaşayan yok,' hissine kapılıyorlar. 10 erkekten yedisinin sertleşme sorunu yaşadığı bir ülkede, herkesin muhteşem seksi yaşadığını iddia etmesi de ayrı bir konu. Dünyada her üç yetişkinden biri, en az bir cinsel sorun yaşarken, çevremizde şahane seks yapan insanların olduğunu sanmak komik.

Sabah

YORUMLAR

  • 0 Yorum