Köşe yazarlarının bugünkü gündemi

Köşe yazarlarının bugünkü gündeminde yeni Anayasa değişikliği referandumu ve Bahçeli'nin NTV ve Star ortak yayınında yaptığı çarpıcı açıklamalar vardı. İşte günün öne çıkan yazıları:

Köşe yazarlarının bugünkü gündemi
14 Nisan 2017 - 22:43 - Güncelleme: 14 Nisan 2017 - 22:50
Dramatik Dönüş /Rahmi Turan /Sözcü



Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Mehmet Uçum, "Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ortadan kaldırılacağım" açıkça itiraf etti. "Evet" oylarının yükseldiğini iddia eden Mehmet Uçum'un bir tweeti şöyle: "Sessiz değil halkımız, gümbür gümbür bir 'Devrim' yapıyor, farkında mısınız? Halk, kendi devletini kurmak için adım atıyor. 16 Nisan kutlu olsun." Halk kendi devletini kuruyormuş. Yani Türkiye Cumhuriyeti Devleti yıkılacak, yerine çağdışı bir devlet kuracaklar, öyle mi? İşte, kafa bu! Aynı kafalar milliyetçiliği de ayaklar altına alıyor "Türklük yok, .Türkiyelilik var" diyorlar. Peki, Türkçü, ülkücü, milliyetçi geçinen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli nasıl oluyor da bu kafaları destekliyor? Günün birinde Bahçeli'deki "dramatik" dönüşün sırrını mutlaka öğreneceğiz. Dünyada hiçbir şey gizli kalmaz!

 Allem edip kallem edip yine onlar mı kazanır? /Ahmet Hakan/ Hürriyet

BU REFERANDUMDA ŞUNLARI GÖRECEĞİZ



- Seksen sekiz ayrı mesajla yeri göğü evete boğmanın tutup tutmadığını öğreneceğiz.

 - Kemal Kılıçdaroğlu’na vurmanın para edip etmediğini öğreneceğiz.

 - AK Parti ile MHP’nin ortak oy gücünün yüksek olup olmadığını öğreneceğiz.

Kurbanı,mollaya kaptırmayın / Rıza Zelyut / Aydınlık



* “Erdoğan Allah’ın sıfatıyla sıfatlanmıştır!” diyecek kadar sapıtmış olanlar.

* “Peygamber gurura kapıldı biz kapılmadık!” diyecek kadar kendisinden geçmişler…

* “Öcalan bir bilgedir!” diyen ve kalemini AKP’ye satan yandaş yazarlar.

*İmralı’daki ve Kandil’dekiler…

* “Biraz da biz malı götürelim!” diyen, milliyetçiliği paraya satan MHP’nin şu anki yöneticileri.

* “Ortadoğu’da güçlendirilmiş bir Erdoğan’ı kullanırız!” diyen İngiliz Times Gazetesi…

*Eskiden her antidemokratik gelişmeyi eleştirirken şimdi susan ABD… Almanya… İsrail…

* “Erdoğan’a her türlü yetkiyi verip diktatör gibi hareket etmesini sağlayalım ki Türkiye’ye müdahale etme hakkımız doğsun!” diye gayret eden Süper NATO’cular.

*IŞİD’ciler, Nusra’cılar…

Liste o kadar uzun ki…

Allah beni bunlarla bir edeceğine canımı alsın daha iyi…

 MHP'li arkadaş sen de sor bu soruları ona /Ertuğrul Özkök / Hürriyet



Ya yüzde 51 hayır derse sen hangi devlette yaşayacaksın?

Yıkmaya çalışıp da yıkamadığın 17’nci Türk devletinde mi...

AKP’li kardeşim sen “17’nci Türk devletini yıkmak” için mi evet oyu vereceksin?

MHP’li kardeşim sen de sor bu danışmana, o kem küm ederse, o zaman dön kendine sor:

Sen, verdiği oyla “17’nci Türk devletini yıkacağını” söyleyen, ağzının dediğini kulağı duymayan bu danışmanla aynı fikirde misin...

Onun için mi evet diyeceksin....

Evet’in umudu / Deniz Kavukçuoğlu / Cumhuriyet



Bu kitleleri mukaddesatı, milliyetçiliği, dış dünya korkusunu, fetihçilik kışkırtıcılığını kullanarak, tarihi çarpıtarak kazanmak zor değil.

Ne var ki iş Trakya’ya, İstanbul’a, Marmara bölgesine, Ege ve Akdeniz kıyılarına geldiğinde AKP ve MHP için çatallaşıyor. Her iki partinin de seçmen kitlelerini bu bölgelerde genel olarak kırsaldan göçmüş, kentlerin çeperlerine, varoşlarına yerleşmiş, nesnel olarak bakıldığında kentlerde yaşayan fakat “kentlileşememiş” bireyler oluşturuyor.



AKP ve MHP düzenledikleri miting ve toplantılarda referandumun konusu olan 18 maddelik anayasa değişikliğine ilişkin hiçbir somut açıklama getirmeksizin hayırcılara belden aşağı vurmayı, hayırcıları dolaylı da olsa terör örgütleriyle özdeşleştirmeyi, idam vaatlerinde bulunmayı yeğlediler. Bu düzeysiz kampanyayla kitlelerin oylarını kazanmayı umuyorlardı. Düzeysizlik her iki partinin de 2002’den bu yana izlediği temel stratejinin yansımasıydı.

Sosyolojik olarak değerlendirildiğinde bu iki partinin seçmen tabanlarının genel olarak eğitim düzeyi düşük, demokrasiyi içselleştirememiş bireylerden oluştuğu görülüyor.

Bahçeli’nin çıkışı her şeyi değiştirebilir /Murat Yetkin / Hürriyet

Bahçeli’nin dün akşamki çıkışı, eğer Erdoğan veya Başbakan Binali Yıldırım tarafından Bahçeli tarafından kabul edilir bir şekilde toparlanamazsa şimdiye dek “Evet”i önde gösteren bütün anketleri çöpe göndermiş de olabilir; “Hayır” cephesini güçlendirebilir.

Erdoğan’ın 2007’den bu yana adım adım ilerlediği hedef, tam ulaşmak üzereyken, belki kendilerini erken zafer havasına kaptıran danışmanlarının söyledikleri yüzünden suya düşebilir mi?

Danışmanların söyledikleri gibi, bir de söylemedikleri var, sorun olarak sayabileceğimiz.

Danışmanları Cumhurbaşkanını acaba Türkiye ve etrafında olan bitenler hakkında, olup bitecekler hakkında ne kadar doğru bilgilendiriyorlar, bildiklerinin ne kadarını çekinmeden kendisine söyleyebiliyorlar? Bu konuda Ankara siyaset kulisinde bir görüş birliği bulunmadığı artık İstanbul’a kadar gelen bilgilerden anlaşılıyor.

Bunun bir örneği medya kampanyası konusunda yaşanıyor.

Siyasi iletişimde reyting zekası / Özay Şendir  / Milliyet



Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iletişim ekibinin televizyon programlarını nasıl düzenlediğine dikkat ettiniz mi hiç?

TRT ortak yayınına bir çarşamba günü çıktı Cumhurbaşkanı.

Tesadüf değildi gün seçimi, ‘Diriliş Ertuğrul’ ile TRT’nin birinci çıktığı bir akşamda gerçekleşti yayın.

Show TV ve Habertürk ortak yayını bir pazartesi günü yapıldı. ‘İçerde’ dizisiyle Show TV’nin birinci geldiği tek günde. Kanal D-CNNTürk canlı yayını da bir perşembe günü yapıldı. Kanal D’nin bu sezon ekrana sürdüğü önemli iş ‘Vatanım Sensin’den önce. Star TV-NTV ortak yayınını da yine bir çarşamba günü yapıldı. Star TV’nin ‘Kara Sevda’ ile hep ilk üç içine girdiği günde. En son Atv-A Haber yayını bir salı günü gerçekleştirildi. ‘Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’ yayınından dolayı seyircinin Atv alışkanlığının en yüksek olduğu gecelerden birinde yapıldı yayın.

Siyasi iletişimde temel amaç, mesajını mümkün olduğunca geniş kitlelere ulaştırmaktır. Belli ki Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuk olacağı televizyon programları da kanal sırasından ziyade reyting mühendisliği yapılarak belirlenmiş ve mesaj ulaştırılan kitlenin en geniş kitle olmasına dikkat edilmiş. Fark etmeyenler olmuştur ama siyasi iletişimde reyting zekasına bundan sonra herkes dikkat edecektir.

 

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum