Ne umduk ve ne bulduk kupası

Kurucu liderin ve ulusal marşın farklılıkların ötesinde bir birleştiren olduğu gerçeğini bir kez daha, üstelik hiç beklenilmeyen bir yerden, yakalama fırsatına eriştik

Ne umduk ve ne bulduk kupası
30 Aralık 2023 - 11:23

29 Aralık 2023 Cuma günü, "Ayrıştıran Süper Kupa" başlıklı bir yazı ile söz konusu karşılaşmanın Suudi Arabistan’ın Riyad kentinde oynanmasına ilişkin düşüncelerimi sizlerle paylaşmıştım. Karşılaşmanın başlamasına 6-7 saat kala hiç beklenilmedik bir gelişme ile bir kriz durumu ortaya çıktı ve futbol federasyonunun üzerine titrediği etkinlik, başlamadan iptal oldu. Öncelikle uzun zaman sonrasında içinde yaşadığımız ülkede hiçbir konuda bir araya gelemeyen insanların yaşanan olumsuzluklar karşısında ortak bir paydada buluşmuş olmaları durumunu önemsiyorum. Krizin başlangıcından itibaren sosyal medya üzerinden "İkiniz de bırakıp gelin, maça çıkmayın" ifadelerinin kullanılması ve ülkenin kurucu liderinin basılı olduğu tişörtler ile ulusal marşına yönelik kısıtlamalara duyulan tepki, bir anda tüm ülkede karşılık buldu.

 

Akşam saat 19.30 civarı televizyonun karşısına geçip maçla ilgili yapılan yorumları izlemeye başladığımda ise durumun belirsizliğini koruduğunu ve her iki takımın da kaldıkları otelden ayrılmadıkları haberlerini duydum. Ardından TRT spor ekranında belki de uzun yıllardır TRT ekranlarında hiç görmeye, duymaya alışkın olmadığımız bir naklen yayını takip etmeye başladım. Aktüel Futbol isimli programda kırmızı çizgilerimiz olarak belirtilen vatan, marş ve Atatürk noktasına yapılan vurgu o kadar çok tekrarlandı ki, gerçekten son derece ilgi çekici bir durumdu.

Veli Yiğit’in sunduğu, Evren Göz, Senad Ok ve Alp Pehlivan’ın yorumcu olarak katkı verdiği programda bir ara şu diyalog sosyal medyada da gündem oldu. "Suudi Arabistan’a: Siz bizim organizasyonumuzu satın aldınız. Bizi satın almadınız."  "Tarihi bir duruş sergileyen iki takımımızı da yürekten kutluyoruz" sözleri ile büyük ilgi çeken bir yayın gerçekleştirdiler. Buna karşın Süper Kupa'yı canlı olarak yayınlayacak olan A Spor ve ATV ortak yayınında ise uzun bir süre boyunca stadyumdan görüntülerin verilmesi ve organizasyonun mükemmelliğine vurguda bulunmanın dışında herhangi bir bilgi veyahut yoruma yer verilmedi. TRT spor ekranında Evren Göz program esnasında kendisine gelen bir bilgiyi de paylaştı: Galatasaray kafilesinin Suudi Arabistan topraklarına indiği andan itibaren son derece olumsuz koşullarla karşı karşıya bırakıldığını ve uzun saatler boyunca bekletildiğini söyledi.

Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Türkiye Futbol Federasyonu başkanı Mehmet Büyükekşi, Galatasaray kulübü başkanı Dursun Özbek ve Fenerbahçe kulübü başkanı Ali Koç, birlikte altı saati aşkın bir toplantı gerçekleştirdiler. Toplantıya ilişkin açıklama kamuoyuyla paylaşılmadan önce Galatasaray kulübünün soyunma odasına getirilmiş olan malzemelerinin tekrar otele geri götürülmesi görüntülerini izledik. Ardından karşılaşmanın iptal edilme haberi gelmeden maçın oynanmayacağı anlaşılmış oldu. Burada gerçekten çok tuhaf birkaç saatin yaşandığını ve tam anlamıyla bir iletişim faciasına maruz bırakıldığımızı da belirtmeliyim. TRT spor ekranında canlı yayında TRT muhabirinin Suudi polislerin takımlarımızın soyunma odasında beklemekte olduklarını ve karşılaşmanın oynanması durumunda maça oyuncuların Atatürk tişörtü ile çıkmasına müsaade etmeyeceklerine ilişkin açıklaması da çok ilginç gelişmelerin yaşandığını anlamamıza vesile oldu.

Turkcell Süper Kupa maçı öncesi, "Atatürk pankartı" ve "Atatürk tişörtü" krizi yaşandı. Takımların maç öncesinde sahaya Atatürk tişörtleriyle ve seremoniden önce sahaya Atatürk’ün sözlerinin yazılı olduğu pankartlarla çıkmak istemesi, Suudiler tarafından kabul görmedi. Galatasaray ve Fenerbahçe kulüpleri ise bu durumda maça çıkmayacaklarını bildirdiler. Süper Kupa maçı iptal oldu. Yaşanan krizin ardından Türkiye Futbol Federasyonu, Galatasaray ve Fenerbahçe ortak bir açıklama ile durumu kamuoyuna duyurdular. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Kamuoyuna duyurulur, Cumhuriyetimizin ve Türkiye Futbol Federasyonu’nun 100. Yılını yurtdışında da kutlamak amacıyla, Türk Futbolunun marka değerine ve kulüplerimize katkı sağlayacak şekilde kulüplerimizle organize ettiğimiz, 29 Aralık 2023 Cuma günü saat 20.45’te oynanması planlanan 2023 Süper Kupa müsabakası organizasyondaki bazı aksaklıklar nedeniyle Kulüplerimizle birlikte aldığımız ortak karar neticesinde ileri bir tarihe ertelenmiştir. Ev sahibi ülkenin Futbol Federasyonu, ilgili kurum ve kuruluşlarına şu ana kadar Süper Kupa’nın organizasyonu için göstermiş oldukları çaba nedeniyle teşekkür ederiz."

Bildiride dikkat çeken ifadelerin başında "Süper Kupa müsabakası, organizasyondaki bazı aksaklıklar nedeniyle..." cümlesini zikredebiliriz. Bu aksaklıklara ilişkin olarak herhalde gerek federasyon yetkilileri gerekse de her iki kulübün temsilcileri bir açıklama ile durumun netleşmesine yardımcı olacaklardır. Aksi halde büyük tantana ile duyurulan ve ülke futbolunun marka değerine müthiş katkı yapacağı iddia edilen organizasyonun sona ermesinin arka planında nasıl bir anlayış olduğunu öğrenemeyiz! Gerçi iki kulübün birbirleri ile olan çekişmesi sonrasında ortak bir paydada buluşmuş olmalarına vesile olmuş olması dahi son derece güzel diyebilirim. Hatta yarın ilk fırsatta iki kulübün başkanlarının birlikte açıklama yapmalarının çok daha etkili olacağını da söylemeliyim.

Süper Kupa mücadelesinin oynanmamış olması ülke futbolunun marka değeri açısından bir kayıp gibi gözükebilir ancak tam aksine ülkenin kendisini bulma yolunda önemli bir katkıya sebebiyet vermiş olduğunu da rahatlıkla söyleyebiliriz. Olumsuz yaklaşımlar ve uygulamalar karşısında ülkenin farklı toplumsal kesimlerinden ve ideolojik bakış açılarından gelen insanların ve tabii ki farklı takım taraftarlarının ortak bir paydada buluşabildiklerini de görmüş olduk. Kurucu liderin ve ulusal marşın farklılıkların ötesinde bir birleştiren olduğu gerçeğini bir kez daha, üstelik hiç beklenilmeyen bir yerden, yakalama fırsatına eriştik. Futbolun en az futbol olduğu ülkenin yurttaşı olmanın ne kadar farklı bir duygu yarattığını da bu gece milyonlarca yurttaşımız derinden yaşamış oldular. Bu yazının yayınlandığı gece yarısından sonra İstanbul’a inen Galatasaray ve Fenerbahçe futbolcularını ve teknik heyetleri taşıyan uçaklar havaalanlarında yoğun bir taraftar kitlesi tarafından karşılanacaklar. Beşiktaş kulübünün, "Gelin bu karşılaşmayı Beşiktaş stadyumunda oynayın" teklifi ve açıklamasının benzerlerinin ülkedeki diğer takımlardan da geleceğini göreceksiniz.

 

Uzun sürmeyecek bir başka gelişme ise yaşanan bu büyük krizin başta Türkiye Futbol Federasyonu yönetimi ile başkanı olmak üzere pek çok alanda sorumlularının başını yiyeceği gerçeğidir. Umulan marka değeri ve para ile ülke futbol kamuoyunun gözünün boyanması iken yaşanan hiç beklenilmeyen bir biçimde kurucu liderin ve ulusal marşa en derinden sahip çıkılması durumu oldu. Olumsuzlukların birleştirdiği ezeli rakiplerin ülke kamuoyundaki olumsuz algıları bir anda tersine çevrildi. Futbolun içinde yaşanılan toplumun çelişkilerinin yanı sıra içlerinden geçen duyguları ve gizledikleri arzularını da dışa vurabilmeye olanak sağlayan bir ortam sunduğunu da bir kez daha anlamış olduk. Milyonlarca taraftarın ve her iki takımın taraftarı olmadığı halde yapılan davranışı sonuna kadar destekleyen milyonlarca yurttaşın birlikteliğinden toplumsal hayatın içindeki her kesimin alması gereken dersler var. Umarım başta siyasiler olmak üzere yaşananlar karşısında daha geniş perspektiften bakabilmeyi becerenler çoğunlukta olur. Aksi halde benzer olayları farklı alanlarda bolca yaşamaya devam ederiz.
 

Ahmet Talimciler

[email protected]

YORUMLAR

  • 0 Yorum