Sıradan yalanlar sürekli tekrarlanıyor,,,

AKP sayesinde, sürekli değişen kadroları ve her ayın 3'ünde TÜİK açıkladığı enflasyon oranlarıyla inandırıcılığı kalmayan bir kuruma dönüşüyor

Sıradan yalanlar sürekli tekrarlanıyor,,,
13 Eylül 2022 - 11:14 - Güncelleme: 14 Eylül 2022 - 10:22

18 - 20 yaşlarında bir kızımız.

TV'de bir haberci sokak röportajları yaparken, o genç kızımıza rastlıyor, ona soruyor:

"Ekrem İmamoğlu'ndan ne bekliyorsunuz?.."

Genç kızımızın yanıtı tam anlamıyla malum siyaseti oluşturma operasyonunun yansıması:

"Ona hiç oy vermem, hiç güvenmiyorum. Çünkü, 30 liralık zeytinyağını 130 liraya çıkardı."

Türkiye'de sürekli işlenen algı operasyonunu göstermesi açısından  çok çarpıcı.

Zeytinyağı fiyatını İmamoğlu mu arttırıyor?..

Enflasyonun sebebi İmamoğlu mu?..

Türkiye'yi İmamoğlu mu yönetiyor?..

Yalan mekanizması

Bu küçük örnek ancak, bir bölüm insanın genel eğilimini yansıtıyor.

Türkiye'de ekonomik kriz ve enflasyon bütünüyle 'tek adam rejiminin' halkın üstüne yıktığı ağır bir yük iken, nasıl oluyor da, o genç kızımız artan zeytinyağı fiyatından dolayı İmamoğlu'nu suçluyor?..

"Duyduğu sürekli yalanlar o genç kızımızın beyin kodlarına yerleşiyor.

Bu yerleşme sürekli başka yalanlarla beslenerek kitlesel hale geliyor.

O yalanların sürekli tekrar edilmesinden hiçbir biçimde vazgeçilmiyor."

Sonuç siyasi olarak ortaya çıkıyor.

Her alanda feci yönetime, yoksulluğa, açlığa, işsizliğe, hukuksuzluğa, adaletsizliğe rağmen, AKP'nin oy oranı hâlâ yüzde 27 - 30 arasında ise...

"Yalanların sürekli tekrarlanmasından, bu yönde bir sosyal algı yaratılmasından ileri geliyor."

Dünyada da enflasyon yüksek, dış güçler bizi engelliyor, 'fiyatları Allah artırdı' gibi gerçekle uzak yakın ilgisi olmayan tekrarlar...

AKP eski milletvekili, bir ara Erdoğan'ın danışmanlığını yapmış, şu anda çarpıcı gerçekleri hiç çekinmeden aktaran Dr. Turhan Çömez, hekimliğin verdiğe deneyle, dün Halk TV'de Ayşenur Arslan'ın programında bu sosyal psikolojiyi ve arkasındaki siyasi yönetimi bütün yetkinliği ile anlatıyor.   

İşçi arama ilanları

O tekrarlardan, o algı operasyonlarından, o sosyal psikolojiden son örnek işsizlik oranlarıyla ilgili.

Önce kamu oyuna duyurulan bazı resmi ilan örneklerini hatırlamak gerek.

Van'da:

"Sağlık Bakanlığının 107 kişilik işçi alımına 44 bin 800 başvuru yapılıyor."

Adıyaman'da:

"Temizlik görevlisini alımı için 19 kişilik kadroya 17 bin 86 kişi başvuruyor. Onların 2 bin 170'i üniversite mezunu.

Ayrıca, 6 şoför kadrosuna 4 bin 88 başvuru var.

Ayrıca, 9 güvenlik kadrosuna 1.873 başvuru yapılıyor."

Gaziantep:

"66 temizlik kadrosu için 14 bin 864 başvuru yapılıyor.

Ayrıca, 8 şoför kadrosu için 5 bin 365 başvuru var. Onların 1.138'i üniversite mezunu.

Ayrıca, 25 güvenlik kadrosuna 2 bin 786 başvuru yapılıyor."

İstanbul:

'100 güvenlik kadrosu için 16 bin 583 başvuruda bulunuluyor. Onların 2 bin 57'si üniversite mezunu'.

Şanlıurfa:

'60 temizlik kadrosuna 53 bin 224 kişi başvuruda bulunuyor.

Ayrıca, 23 güvenlik kadrosuna 4 bin 731 başvuru geliyor.

Ayrıca, 3 kişilik şoför kadrosuna 6 bin 17 başvuru var'.

Aksaray Üniversitesi:

'Üniversite hastanesine alınacak 261 personel için 13 bin kişi başvuru yapıyor'.

İşsizlik oranı düştü

Olaylar böyle...

Hiçbiri abartı değil, çünkü hepsi "resmi açıklama", resmi ilanlarla yapılan duyurular.

Buna rağmen..

"TÜİK..."

AKP sayesinde, sürekli değişen kadroları ve her ayın 3'ünde TÜİK açıkladığı enflasyon oranlarıyla inandırıcılığı kalmayan bir kuruma dönüşüyor.

TÜİK'in verdiği ikinci açık "işsizlik oranları."

On beş, yirmi kişilik iş duyurusu için binlerce kişi başvuruyor ama,...

"TÜİK'e göre, Temmuz ayında işsizlik oranı 113 bin kişi azalarak, yüzde 10.1'e geriliyor."

İki olasılık var:

Ya iş arayan resmi ilanlara yapılan başvuru sayıları yalan...

Ya da TÜİK'in işsizlik oranı gerçek dışı.

Üçüncü bir olasılık yok.

Dünkü Sözcü Gazetesinin manşetindeki gibi, öğretmenlerin pideci, sosyologların bakkallık yaptığını AKP iktidarı nasıl açıklıyor?..

İşsizliğin gerilediğini hangi verilere dayanarak açıklıyor?..

Hangisine olacak, işsizliğin düştüğüne ilişkin oluşturulmak istenen algıya dayanarak!..

Ah Nebati Ah

Algı operasyonu olur da, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati bunun dışında mı kalır?..

Geçen hafta içinde enflasyonla ilgili tartışmalar sırasında, Nebati yine 12'den vuruyor:

"Attığımız adımlarla, sizlerin duasıyla, iş dünyasının müthiş performasıyla, aldığımız tedbirlerle bu işin üstesinden geleceğiz."

Böylelikle Nebati iktisat teorisine bir katkı daha yaparak, enflasyonun 'dualarla'  inebileceğini ilan eden dünyadaki ilk Bakan olarak tarihe geçiyor!..

Ancak, Nebati'nin dediği gibi, ne o atılan adımların, ne o duaların, ne iş dünyasının müthiş performansının, ne de aldıkları önlemlerin çare olmayacağı dün bir kez daha acı biçimde ortaya çıkıyor.

Yüzde 30 - 35 zam yolda

Süt ve Et Üreticileri Derneği Başkanı Sencer Solakoğlu hepimizin canını acıtacak açıklama yapıyor:

"Yem, mazot, nakliye, ilaç, işçi, elektrik zamlarıyla maliyetler her geçen gün artıyor. Bir, bir buçuk ay içinde ete ve süte yüzde 30 - 35 oranında zam gelecek."

Ete ve süte gelecek zam, et ve sütle sınırlı kalır mı?..

Kalmaz.

Enflasyon biraz daha artar mı?..

Artar.

Eminim, Nebati o zaman buna yeni bir algı operasyonuyla karşılık verir.

Ancak...

"Yeni yeni genç kızlarımızla yeni algı operasyonlarıyla durumu idare etmeye çalışabilirler...

Ne var ki, operasyon artan açlık ve yoksulluğu önlemeye yetmiyor."
 

Yalçın Doğan

[email protected]

YORUMLAR

  • 0 Yorum