Suud-Türkiye krizi! 2018 haccı risk altında

Türkiye ile Suudi Arabistan ilişkileri, Ankara'nın sabrı sayesinde henüz fazla su üstüne çıkmasa da gittikçe bozuluyor. Bu durum Türk vatandaşları açısından önümüzdeki yılki haccı riskli hale getiriyor. Bu yıl Katar vatandaşları hac farizasını yerine getirmek için bin bir güçlükle karşılaşmıştı.

Suud-Türkiye krizi! 2018 haccı risk altında
23 Aralık 2017 - 20:35
Türkiye ile Suudi Arabistan arasındaki ikili ilişkiler bu yıl sıkıntılı bir döneme girdi. Muhammed bin Selman'ın Veliaht Prens atanmasından bu yana karşılıklı resmi ziyaretler dibe vurdu. Suudi Arabistanlı yetkililer ve işadamları 28-30 Kasım tarihleri arasında cumhurbaşkanlığı himayesinde İstanbul'da düzenlenen Boğaziçi Zirvesi'ne bu yıl katılım bile göstermedi. Oysa geçen yılki zirvede Suudi Kültür Gecesi bile düzenlemişlerdi. İki ülke son 6 ayda sadece Perşembe akşamı Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda 'Kudüs' konusunda yapılan oylamada aynı safta yer aldı. Bunun ötesinde ne Suriye, ne Yemen, ne İran, ne Libya, ne de global meselelerde Suudi Arabistan ile Türkiye'yi 'tek yürek, tek bilek' görüyoruz. Bu farklılıkların Katar'ın Haziran ayında yaşadığı gibi önümüzdeki yıl patlayıp yeryüzüne fışkırması mümkün. Bu durumda Hac 2018 Türk vatandaşları için risk altına girecektir. Katarlılar bu yıl hacca gitmek için uçak bile bulamadı, bulsa da Suudi Arabistan'da kötü muameleyle karşılaştı. İki ülke arasındaki 2018 yılı haccını bile tehlikeye atacak farklılıklar şöyle... Eksenler çok farklı 1. Suudi Arabistan; ABD, İsrail ve Mısır ile stratejik ittifak içine girdi. Türkiye ise bu üç ülkeyle de diplomatik sorun yaşıyor ancak aralarında en iyi geçindiği ülke İsrail! 2. Suud Kralı, 13 Aralık’ta İstanbul’da Kudüs gündemiyle olağanüstü toplanan İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi’ne katılmadı. Suudi Arabistan, Ankara’nın Kudüs politikasını abartılı buluyor ve Filisin yönetimine İsrail yanlısı şartları dikte ediyor. 3. Türkiye, İran ve Rusya ile birlikte Suriye sorununa çözüm getirmek için Astana Süreci'ni başlattı. Oysa Ankara'nın Suriye'deki pozisyonu İran ve Rusya ile taban tabana zıt. Astana Süreci, Ankara ile Tahran arasındaki diplomatik, askeri, siyasi ve ekonomik ilişkilerin gelişmesine de ön ayak oldu. İki ülke cumhurbaşkanlarının yanı sıra genelkurmay başkanları da sık sık bir araya geliyor. 4. Türkiye ile Suudi Arabistan Suriye'de de aynı eksende değil. Ankara, Özgür Suriye Örgütü'nü desteklerken, Riyad El Kaide bozuntusu yapılara destek veriyor. 5. İki ülkenin Libya'daki duruşu da taban tabana zıt. Türkiye, Trablusgarp'taki Ulusal Mutabakat Hükümeti'ni, Suudi Arabistan ve Mısır Tobruk'taki General Hafter'i (Temsilciler Meclisi) destekliyor. Katar, Tunus ve Cezayir de Libya'da Türkiye ile birlikte hareket ediyor. 6. Suudi Arabistan, Bahreyn, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri, bu yıl 5 Haziran'da Katar ile ilişkilerini kesmişti. Türkiye bu süreçte Katar'ın yanında yer aldı. Suudi Arabistan bu durumu Ankara'nın kendine yönelik bir hamlesi olarak algılıyor. 6. Bu yılın başına kadar iki ülkenin aynı noktada buluştuğu nadir konulardan biri Yemen idi.    Türkiye, Suudi Arabistan gibi Aden'de üslenen Abdurabbu Mansur Hadi yönetimini destekliyordu. Hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu dönemde İran'ın Yemen politikasını sert ifadelerle eleştirmişti. Ancak Türkiye, 2017’de İran’la yaşanan yakınlaşmanın da etkisiyle Husi grupları üzerinde bir nüfuz alanı oluşturabilme kapasitesine erişti. Bu kapsamda Türkiye, Yemen’de yaşanan çatışmalarda, toplumsal grupların her ikisi ile de görüşebilen ender bölgesel aktörlerin başında geliyor. Suud sabrımızı zorluyor 7. İyice ABD'nin suyoluna giren Suudi Arabistan'ın son dönemde tıpkı Washington gibi PKK ve FETÖ'ye destek vermesi dikkat çekiyor. Fetullah Gülen, geçen hafta Suudi Elaf sitesine mülakat verdi ve bu söyleşide “Türkiye'nin Katar'ın yanında durması münasip değildir” dedi. Suudi Arabistan'ın yarı resmi medya organlarından 'Ukaz' gazetesi de iki hafta önce PKK'lı terörist Rıza Altun'la yaptığı uzun bir röportajı yayınlamıştı. Suud medyası daha önce bu tür atraksiyonlara hiç ama hiç girmemişti! 8. Suudi Arabistan’ın bölgedeki başlıca müttefiki Birleşik Arap Emirlikleri'nin Dışişleri Bakanı Zayed, Medine müdafaasının kahramanı Fahreddin Paşa’yı ‘hırsızlıkla’ itham etmesi boş bir gelişme değil. Bu saldırının arkasında Riyad’ın olması kuvvetle muhtemel. İlişkileri Türkiye bozmayacaktır Suudi Arabistan'da halk düzeyine inmiş bir Türkiye karşıtlığı şimdilik görülmüyor. Yeni Mesaj'ın umreye giden vatandaşlarımızdan aldığı bilgiye göre Suudi yetkililer ülkeye girişte Türk vatandaşlarına kötü davranmıyor. Oysa Katarlılara yapılan muamele bambaşka. İki ülke arasındaki ticaret ve hava ulaşımı da eskiden olduğu gibi sürüyor. Çok sayıda vatandaşımız da Suudi Arabistan'da çalışmaya devam ediyor. Yüz binlerce Suudi vatandaşı yaz-kış demeden tatillerini Türkiye'de geçiriyor Bütün bu faktörleri dikkate aldığımızda Ankara, Suudi Arabistan ile ilişkilerini bozmamak için sabrını sonuna kadar koruyacaktır. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da, hiçbir ülkeye göstermediği sabrı Suudi Arabistan’a göstermesi dikkat çekiyor. Kısaca ilişkilerin bozulması işimize de gelmez. Ancak ABD ve İsrail, Suudi Arabistan'daki 'yandaş yönetimi' kullanarak Riyad'ın Ankara ile ilişkilerini dinamitlemeye çabalayacaktır. Suudi yönetimi, terör örgütleri FETÖ ve PKK'ya peş peşe ülke medyasında yer vererek ilk adımı attı. 2018'de ikili ilişkileri altüst eden gelişmelerin yaşanması muhtemel... O zaman önümüzdeki yıl Türk vatandaşlarının hacca gitmesi de tehlikeye girecek.



RECEP BAHAR



YENİ MESAJ GAZETESİ

YORUMLAR

  • 0 Yorum