Kastamonu'nun Tosya ilçesinde geçiyor olay!!
Baba Hasan K... ile anne Melek K.. öz çocukları Umut K.. ile Uğur K... ya tecavüz etmeye başladılar...Umut 12 yaşında kız çocuğu babasına, Uğur ise 10 yaşında erkek evlat annesine düştü.
Tecavüz başladığında iğrenç ikili birbirine soruyordu; 'güzel'mi'?
Çocuklar; korku panik ve allak bullak olmuş zihinleriyle yaşadıklarını sınıf öğretmenlerine utanarak anlattılar. Olay adli makamlara intikal etti.
Duruşmalara tutuklu olarak katılan sanık baba; daha önce ceza evinde yattığı için, psikolojisinin bozulmuş olabileceğini öyle bir insan olmadığını savunmasına ekledi.
Daha doğrusu böyle bir davayı savunmaktan utanmayan avukat, müvekkilini böyle savundu.
Anne Melek K... ise, kocası ona kötü muamele ediyordu sadece onun isteklerini yerine getirmişti.
Yargılanan babaya 165 yıl rekor ceza verildi. Anne ise 27 yıla mahkum oldu.
Mahkemenin sanığa verdiği bu emsal ceza yüreklere bir nebze su serpmiş olsa'da o çocukların hayatı, psikolojileri daha sonra nasıl olacaktı benim için bu çok önemli!
Olayı öğrendiğimden bu yana Umut ile Uğur hiç aklımdan çıkmadı.
İğrenç bir tiyatro sahnesinde dört kişi hep gözümün önünde.
İki savunmasız kardeş ve onları dünyaya getiren anne ve baba. Çocuklar, anadan üryan, Melek ile Hasan ikisi'de öyle. Sapık duyguları için hazırlar!!!!
O ebeveynler o yavruları dünyaya getirmiş kişiler. Korunmaya muhtaç o yavruların, en ufak bir tehlikede, korkularında acılarında koşabilecekleri en güvenilir tek kucak!
Ağladıklarında, aç kaldıklarında, hastalandıklarında sığınabilecekleri tek güvenilir liman güya...
Oysa; her tecavüze uğradıklarında, güya o güvenilir eller; o iki masum yavruya hayatları boyunca unutamayacakları, asla hafızalarından silemeyecekleri, büyüdüklerinde bile; belki'de onları intiharın eşiğine getirebilecek müthiş ve kapkara, izi silinemez bir mühür'ün damgasıyla koskocaman bir geleceğin insafsızlığın terk ettiler. O mühür zihinlere basıldı oradan çıkmamak üzere. Zira kim ne derse desin; o kalıcı damga, o minicik savunmasız yavruların önce yüreklerine, sonra hayallerine, sonra'da geleceklerine, yaşam sevinçlerine hep dokunacak ve hep hançer gibi batacak.
Önce insan, sonra yine insan olmanın gereğini hiç kavrayamamış insansı gölgelerin birey olma tanımına uymayan; sevgiye, bütünleşmeye, birlikte ağlama, birlikte gülme, el ele yürüme ve doğasındaki her türlü aşkı her koşulda paylaşma ve bağrına basma gibi bir anlayıştan uzak kalınması, o kişilerin kendi cehennemlerinin en dibidir
O cehennemin dibine; kendi canından, kendi kanından olan canların yaşam hakkını gasp ederek, onların dünyalarını sonsuza kadar karartacak kadar gözü dönmüş bu uçkur iblislerinin, yavrularına planladıkları suikastlar, bizler için'de unutulacak gibi değildir!
Sevgilerimle.
YORUMLAR