Melike Karakurt

Melike Karakurt

Hayata dair
[email protected]

BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ

13 Temmuz 2018 - 09:05

 Masallar  'Bir  varmış  bir  yokmuş'  diye  başlar.

'Dede  Korkut   Masalları';  her  birinden  dersler  çıkarılacak,  deyişlerle  donatılmış,  bilgece  anlatılmış  edebi  eserlerdir.

Ama  öyle  masallar   vardır'ki  ait  olduğu  ülkelerin  bozgunculuğunu;  çocuklar  üzerinden  işleyip,  minik  beyinlere  kötülük  şiddet  ve  benzeri  mesajlar  vererek  onları  zehirlemeyi  hedefler.

  Bir'de  büyükler  için  yazılmış  masallar  vardır'ki,  içeriğinde'ki  mesajları  algılayamaz  okuyamaz   kimi    beyinler.  Okuyamazlar;  çünkü  beyinleri  çalıştırmak  beyinsizlerin  işi  değildir.  Var  zannedilen  şeyin  olmadığını  gördüğümüz de  şaşkınlığa  düştüğümüz   o  andır,  yokluğu.

 

  Bir  varmış  bir  yokmuş.  'Günlerden  bir  gün,  zamanın  ünlü  bir  bilgesi  hükümdarın  sarayının  kapısına  gelir.

Muhafızların  hiçbiri,  saygıları  nedeniyle  bilge  adama  'dur'  demez  ve  bilge  hükümdarın  tahtının  önüne  gider.

Kral  şaşırır  konuğu  görünce  ayağa  kalkar  ve  sorar.

-Ne  istiyorsun,  sana  nasıl  yardım  edebilirim?

-Bu  han'da  uyuyacak  bir  yer  istiyorum.

Ama  burası  han  değil'ki.  Burası  benim  sarayım

.-Sorabilir  miyim;  Senden  önce  bu  sarayda  kim  yaşıyordu?

-Babam.  Öldü  o.

-Ondan  önce  kim  yaşıyordu

-Dedem. O' da  öldü.

-O zaman  burası;  insanların  kısa  süreliğine  kaldığı,  sonra'da  terk  edip  gittiği  bir  yer.  Neden  ona  'han'  demeyeyim?  Neden  ben  burada  kalmayayım'?

 

  Dünya  han,  bizler  yolcuyuz.  Yaşam  ise;  'Bir  varmış  bir  yokmuş'

Gidilecek  güzergah  belli.  Ölüm  yolu.

Yatılacak  yer  belli  iki  çarpı  bir  metre  kare  çukur..  Toprağın  altı.

Yolculuk  kıyafeti  belli.  Birkaç  metre  patiska  kumaş.

Azgınlık  niye?  Önüne  geçemediğimiz  açgözlülük.  Doymak  bilmeyen  ihtiraslarımız  ve  asla  insan  olma  niteliğine  sahip  olacağımız  değerleri   kavrayamama  yetisinden  nasibimizi  alamamış  olmak.

Parası  olmayanlara,  esarete ' eyvallah'  diyenlere  'beyinsiz' ,  beyinsizleri  güden  doymazlara  acımasızlara;   derebeyi,  kral,  padişah,  sultan,  kont,  marki,  prens  denir.

  Ya  sonrası?  Bir  varmış  bir  yokmuş.

İnsan  olmak  çok  değerli  bir  şey.

 Sevgilerimle.     

YORUMLAR

  • 0 Yorum