Melike Karakurt

Melike Karakurt

Hayata dair
[email protected]

'' XANTHOS''

17 Aralık 2018 - 22:27

''Perslerin  kölesi  olarak  yaşamaktansa,  ölümü  seçen  savaşçı  Likya  halkı,  topluca  intihar  etme  yolunu  seçerek  kayalıklardan  kendilerini  aşağı  atmışlardır''

 

  ''Xanthos,  Fethiye'nin  Kınık  Köyü  sınırları  içinde  yer  alır.

Xanthosluların  acı  bir  hikayesi  vardır  aslında.  Komşuları  Lidyalıların  aksine  savaşçı  bir  toplumdur  onlar.

Bağımsızlık  uğruna  ölümü  seçmiş  olmaları,  onların  günümüze  kadar  ulaşan  destansı  kahramanlıklarını  yeterince  anlatıyor  zaten.

Yüz  binlerce  Pers  ordusuna  karşı,  5-6   bin  kişilik  küçük  orduları  ile  direnen   Xanthoslular,  bitmez  tükenmez  dirençlerine  karşın  yenik  düşerler.

Şehir  düşse'de,  esir  olarak  yaşayamayacaklarından,  kadınlarını,  çocuklarını,  hazinelerini  kaleye  kapatarak  yakarlar.  Kendilerini'de;  bir  zamanlar  deniz  olan  ama  Eşen  Çayı'nın  getirdiği  aliviyonlar ile,   bu gün  bir  'sera'  ovasına  dönüşen,  manzaraya  hakim,  kentin  en  yüksek  noktasından  atlayarak  intihar  ederler''.

  Azra  Erhat'ın  tercüme  ettiği  bir  Xanthos  tabletinde  şu  şiir  yazar.

 

''Evlerimizi  mezar  yaptık

ve  mezarlarımızı  kendimize  ev.

Evlerimiz  ateşe  verildi

ve  mezarlarımız  yağmalandı.

Yüksek  tepelere  sığındık,

Yerin  dibine  saklandık,

Su  içinde  gizlendik,

Geldiler  buldular  bizi.

Bizi  yaktılar  yok  ettiler,

Bizi  yağmaladılar

ve  biz,

Analarımızın  uğruna

Kadınlarımızın  uğruna

ve  bizler

Onurumuzun  uğruna

Ve  özgürlüğümüzün.....

Biz  bu  toprakların  insanları,

Arkamızda  bir  ateş  bıraktık

Hiç  sönmeyecek.....''.

Evet!  Perslerin  kölesi  olmaktansa  ölümü   seçen  bu  Likya  halkı  aşkı'da  biliyordu  sanatı'da  şiiri'de.

 

Aşağıya  aldığım  şu  üç  mısralık  şiir  ise  okurken  her  yanımı  ürpertti!

''Beni  bulamaz  isen  üzülme

Eşyalarımı  bulacaksın,

Parmak  izlerimiz  değecek  birbirine''.

 

Likyalılar   bu  gün  ortadan  silinse'de;  onların   günümüze  bıraktığı  şiirler,  eserler,  sanata  dair  yaptıkları  her  şey,  bizlere  onları   hatırlatacak  ve  on  yüzlerce  yıl  sonrasında'da  bu  ekinler  insanlığın  hizmetinde  olacak  ve  yaşayacaktır.

  M.S  2000  yıllarında  Dünya  insanının  gelecek  nesillere  bırakabileceği  hiç  bir  şey  yoktur  ne  yazık'ki  acıdan  başka.

(  Yukarıda'ki  üç  mısralık  şiiri  bizlerle  paylaşan,  bizleri  Likyalılar ile  tanıştıran  Serap  Ergün'e  teşekkürlerimle.)

YORUMLAR

  • 0 Yorum