''Perslerin kölesi olarak yaşamaktansa, ölümü seçen savaşçı Likya halkı, topluca intihar etme yolunu seçerek kayalıklardan kendilerini aşağı atmışlardır''
''Xanthos, Fethiye'nin Kınık Köyü sınırları içinde yer alır.
Xanthosluların acı bir hikayesi vardır aslında. Komşuları Lidyalıların aksine savaşçı bir toplumdur onlar.
Bağımsızlık uğruna ölümü seçmiş olmaları, onların günümüze kadar ulaşan destansı kahramanlıklarını yeterince anlatıyor zaten.
Yüz binlerce Pers ordusuna karşı, 5-6 bin kişilik küçük orduları ile direnen Xanthoslular, bitmez tükenmez dirençlerine karşın yenik düşerler.
Şehir düşse'de, esir olarak yaşayamayacaklarından, kadınlarını, çocuklarını, hazinelerini kaleye kapatarak yakarlar. Kendilerini'de; bir zamanlar deniz olan ama Eşen Çayı'nın getirdiği aliviyonlar ile, bu gün bir 'sera' ovasına dönüşen, manzaraya hakim, kentin en yüksek noktasından atlayarak intihar ederler''.
Azra Erhat'ın tercüme ettiği bir Xanthos tabletinde şu şiir yazar.
''Evlerimizi mezar yaptık
ve mezarlarımızı kendimize ev.
Evlerimiz ateşe verildi
ve mezarlarımız yağmalandı.
Yüksek tepelere sığındık,
Yerin dibine saklandık,
Su içinde gizlendik,
Geldiler buldular bizi.
Bizi yaktılar yok ettiler,
Bizi yağmaladılar
ve biz,
Analarımızın uğruna
Kadınlarımızın uğruna
ve bizler
Onurumuzun uğruna
Ve özgürlüğümüzün.....
Biz bu toprakların insanları,
Arkamızda bir ateş bıraktık
Hiç sönmeyecek.....''.
Evet! Perslerin kölesi olmaktansa ölümü seçen bu Likya halkı aşkı'da biliyordu sanatı'da şiiri'de.
Aşağıya aldığım şu üç mısralık şiir ise okurken her yanımı ürpertti!
''Beni bulamaz isen üzülme
Eşyalarımı bulacaksın,
Parmak izlerimiz değecek birbirine''.
Likyalılar bu gün ortadan silinse'de; onların günümüze bıraktığı şiirler, eserler, sanata dair yaptıkları her şey, bizlere onları hatırlatacak ve on yüzlerce yıl sonrasında'da bu ekinler insanlığın hizmetinde olacak ve yaşayacaktır.
M.S 2000 yıllarında Dünya insanının gelecek nesillere bırakabileceği hiç bir şey yoktur ne yazık'ki acıdan başka.
( Yukarıda'ki üç mısralık şiiri bizlerle paylaşan, bizleri Likyalılar ile tanıştıran Serap Ergün'e teşekkürlerimle.)
YORUMLAR