DR. ONUR AKBAŞ

DR. ONUR AKBAŞ

[email protected]

NEDEN PRESSTÜRK?

07 Eylül 2021 - 09:44

Çok iyi bir politikacı, tüccar, akademisyen ya da reklamcı olabilirsiniz. Ama eğer edebiyatla ve yazmayla samimi anlamda meşgulseniz, arzunuzun nesnesi üretmekse yani samimiyet muhataplarınız için birincil ölçektir. İdeolojik bağlamda etiketlere bakılan bir coğrafyada olduğumuz bilinen bir gerçektir. Ancak son yirmi yılı yaklaşık zaman diliminde hakim ideoloji siyasal İslam olunca, pastadan pay koparanların da menşei İslam içinden çıkmış yorumlarla inşa edilen adına cemaat mi dersiniz tarikat mi dersiniz, mezhep mi dersiniz yoksa sun’i din mi dersiniz (saygı sınırını aşmamak için uydurulmuş din tabirini kullanmaktan vazgeçtim) bunlara göre belirlendi. Liyakat bu İslam dışı diyemem ama Kur’an dışı yorumların belirlediği “cennetle müjdelenmiş” ya da “imanı kurtulmuş” güruhların kriterlerine kurban verildi.

Değişen bir şey yoktu aslında. Bir dönem siyasal tercihi ve o tercihe göre yaşam tarzı sorgulananların yerine dini imanı ve eşinin başı açık olup olmadığı sorgulananlar aldı. (Ben bir zaman üniversite kadrolarına başvurumda bizzat buna maruz kaldım. Haliyle elendim.) size bir sır vereyim mi? Samimiyet temasından sapmadan. Bu Türklüğü öksüz millet, samimiyeti herkesten iyi ölçer. Nasıl mı diyeceksiniz? Yukarıda nelerin döndüğünü bilecek kadar başım göğe ermedi. Ama bugün orta sahada, kadrolara alınacakların sun’i dinini sorgulayan bürokratların bir dönem önce “hoca efendiyi, üstadı, pırlantaları, risaleleri” okuma üzerinden kriter belirleyenler olduğunu, 28 Şubat sürecinde de aynı isimlerin Cumaya gitmeyenleri fişlediği bilgisini kahvehanelerden ve ilgili yerlerin yerel basınından öğrenmek mümkündür. Bunların samimiyetini size millet buralarda söyler. Mahzuni Şerif’in dediği gibi “Zurna aynı zurna” yalnız çalan değişmiş.

Etiketler önemli değil demiştim. Ancak şu var ki aidiyeti ne olursa olsun insan olma onuru ile doğruluğu ve samimiyeti hedef seçmiş kişilerle her dönemde birlikte hareket etmek onlarla yan yana olmak önemlidir. Tanıştığım zamandan beri bu samimiyete sürekli “ağabey” hitabıyla imza koyduğum mazisiyle dopdolu ama bir o kadar mütevazı duruşa sahip Mustafa Özbey gibi insanlarla yan yana görünmek böyle bir zamanda gelecekte umudunu yitirmemişler adına cesaret vesilesi ve yeryüzünde insanlığı yaşattıkça kıyametin gelmeyeceğinin yegâne tescilidir. Press Türk ve sevgili ağabeyim Mustafa Özbey ile tanıştığım günden beri araya giren zorlu akademik süreçlere rağmen bu sitenin ve bu insanların yakasını bırakmadım. Kıyafete göre din tayin edip bizi eleyen dinler elesin. Sözü yine Mahzuni Şerif ile bitiriyorum. Bu da benden kıyafet dininin müminlerine gelsin:

“Yakasından tutup Dünya dölünün

Ahrete uçmak için giymedi.”

Safım samimiyet elbisesini giyenlerin safıdır.

YORUMLAR

  • 0 Yorum