Geçenlerde arabam ile geçiyordum Bostancı sahilinden. Bir arkadaşıma beş dakika uğrayıp dönecektim. Deniz kıyısında yaşlı kestaneci gözüme takılınca yavaşladım kontağı kapatıp arabadan indim.
Kuzu kestanelerinin isli mis kokusu etrafa yayılmıştı. Küçük kese kağıdını işaret edip 'yanıklarından koyar'mısın' dedim. Tam arabaya dönecekken bank'da oturan kadın ayağa fırlayıp 'Melike' diye seslendi. Okul arkadaşımın kardeşiydi. Birbirimize doğru yürüyüp kucaklaştık.
T.....'nın gözleri ağlamaktan şişmiş, davul olmuştu yüzü. 'Hayırdır' dedim.
On yıl önce eşini kaybetmiş dul bir erkek ile tanışmıştı bir yıl önce. Sevmişler birbirini.( Bana göre kadın sevmişti onu, erkeğinki ise beğeni olmalı! Böyle bir hisse kapıldım sonrasında)
'Aman ne güzel' deyiverdim.
T.... devam etti. 'Kıskanmaya başladım onu. Ama ne kıskançlık bilsen! Yakınlaştıkça coştum, coştukça sevdim, sevdikçe bağlandım. Bir keresinde kıskançlığımın dozu artmış olmalı farkında bile değilim. Şamar gibi bir tokat yedim suratıma sanki. 'Çirkefleşme' dedi.
Öykü yazarı Tomris Uyar'a pek çok şair aşık oldu ona ilgi duydu. Kocası Turgut Uyar şu dizeleri yazdı ona.
Şu bozuk saat çalışsa benim için ölümdür.
Bil'ki akrep yelkovanı geçerse,
Atan bu yüreğim durur.
Bir bozuk saattir yüreğim, hep sende durur.
Tomris Uyar'ı Cemal Süreya'da çok sevdi. Tanıştıklarında ikisi'de evliydi. Aşkları için eşlerinden boşandıklarını, evimize iki kez konuk olan Cemal Süreya'nın kendisi, eşime mahcup anlatmıştı. Sanırım Tomris Uyar Ülkü Tamer ile evli idi.
Çok gençtim o zamanlar. Cemal bey, yıkık çökmüş çok bezgindi o gün. Sonradan eşimden öğrendim'ki oğlu ile acı şeyler yaşamıştı. Üzüldüm!
Sonra geldiğin'de onu neşelendirmek adına; 'şimdi yüreğiniz boş'mu' dediğimde 'hemen şimdi şuracıkta çok güzel genç bir kadına aşık olabilirim' demişti mahcup. Bizler gülümsemekle yetinsek'de ben; sonrasında bana yapılan bu iltifatın iyi bir ödül olduğunu olgunlaşmaya başladığımda anladım.
'Ay ışığında oturduk
Bileğinden öptüm seni
Sonra ayakta öptüm
Dudağından öptüm seni
Kapı aralığında öptüm
Soluğundan öptüm seni....
Şair Tomris Uyar için yazmıştı bu dizeleri.
Edip Cansever'de hayrandı Tomris Uyar'a,
'Ben bu kış öyle üşüdüm'ki sorma
Oysa güneş pek batmadı senin evinde.....'
Cemal Süreyya Tomris Uyar ile aşk yaşadığında işi biter bitmez doğruca soluğu onun evinde alırdı. Tomris hanım bir gün şaire; ' biraz geç gelsen'de ben'de işlerimi bitirsem'.
Şair o günden sonra Tomris'in evine hep geç geldi.
Bir gün; minik bir örtü sirkelemek için pencereyi açan Tomris baktı'ki kapının merdivenlerinde Cemal Süreya oturuyor.
Sonra öğrendi' ki, yaz kış demeyen Cemal, o soğuk merdivenlerde vaktin gelmesini beklemişti hep.
'Çirkefleşme' hitap şekli; özellikle: Birbirini sevdiğini söyleyenlerin ağzına asla yakışmayacak ve unutulmayacak bir çirkin deyiş.
Anlamına baktığınızda'da karşılığı: pis kokmuş su, pislik, çirkinliğe vurgu yapan her türlü batak çirkinlik.
Aşk deli dolu, aşk hırçınlık, aşk biraz'da kıskançlık değil'midir ve zalim!
Aşkın güzelleşmiş bilge hali ise sevgidir.
Bu duygulara 'çirkefliği' karıştırmak söyleyenin kişiliği hakkında ip uçları veriyor zaten.
P......ye son sözüm şu oldu. Sana göre; yaşadığın bütün güzelliklerin kötü bir bonus'u olmuş o çirkin yakıştırma. 'Unut Gitsin!.
Sevgilerimle.
YORUMLAR