KIYAMET MELEKLERİ

Bu  başlık  yıllarca  önce  çevrilmiş  bir  filmin  adı.  Ama  sanmayın'ki  ben  size  bu  filmden  bahsedeceğim.  Kıyamet  gününün  alametlerine  bakalım  istiyorum.  Bu  alametler  kıyametin  yakın  olduğunu  gösteren  işaretlermiş.  Ve  kıyametin  10  alametinden    bazıları  ise  şöyleymiş.

 

1-  Deccal  gelecek.

2- Hazreti   İsa  gökten  inecek.

3- Hazreti  Mehdi  gelecek.

4- Yecüc  ve  Mecüc  çıkacak.

5- Yer  batacak.

6- Duman  çıkacak.

7- Güneş  batıdan  doğacak.

8- Kabe  yıkılacak.

9- Gök  yarılıp  yıldızlar  yeryüzüne  saçılacak.

10- Fitne,  öldürme  ve  kargaşanın  çoğalması,  maddi  refahla  birlikte  kanaatsizlik  ve  nankörlüğün  artması.

Ben;   10.  sıradaki   son  bulguları  önemsiyorum  doğrusu.  Neden'mi?  Söyleyeyim.

Fitne;  ara  bozuculuk  yapanların  kargaşa  çıkartmak  için  harcayacakları  çabanın  adıdır.  Dikkat  edin  fitne  çıkaranlar  aynı  zamanda  nankördür.  Onları  nankör  kılan  iyilik  bilmezlikleridir!

Kimler  nankördür?  Kanı  bozuk  olan,  menfaati  biten  herkesin  nankörlüğü  başlar  o  sınırda.

O  zaman  'besle  kargayı  oysun  gözünü'.

Göz  deyince  körlük  geldi  aklıma.

'En  büyük  körlük  nankörlüktür'.  O  kişiye  kim  iyilik  yapmışsa,  kim  onu  büyütmüşse  analık  etmişse  unutur  elinden  tutanı  değil'mi?

'Besledik  büyüttük  danayı  şimdi  tanımaz  oldu  anayı'.

Zira;  '  hava biraz  soğusun,  gölge  veren  ağacı  unutursun'.

Çünkü;  'İnsan  ulaşamadığı  her  şeyin  delisi,  ulaştığı  her  şeyin  nankörü  olabilir'.

Böyle  insanlar  ötekilerine  küfür  öğretir,  zıttı  olanlar  ise  'şükür'.

Ne  diyordu  'kıyamet  alametlerinin'  10.  maddesinde?  Öldürmek!!!

İnsanları  öldürüyoruz!

Hayvanları  öldürüyoruz!

Bitkiyi  ağacı,  börtü böceği,  ormanları  öldürüyoruz!

Demek'ki  'insan'  denilen  varlık  öldürmeyi  seviyor!  Hem'de  az  buz  değil,  çok  seviyor!

Ne  var'ki  neyi  öldürürsen  öldür,  öldürenin  adına  'katil'  denir!

Eğer  bir  insan  kendini  öldürmekten  alamıyorsa  o  insan dibe  batmış,   zayıf,  yok  olmuş    bir  kişiliktir!

Onlardan  bu  ülkede  çok  var  ve  sayıları  giderek  artmakta  farkındaysanız.

  Baş  vaiz  bu  tanımlamalara  uyuyorsa  onun  yolundan  giden,  onu  dinleyen  cemaatler'de  elbette  ona  benzeyecektir.

Sadece  aklını  kullanıp  söylenenleri  yine  akıl  süzgecinden  geçiren;  hayatı,  karşısındakini,  kendisini,  olup  bitenleri  sorgulayanlar  kendilerine  dayatılan  yoldan  gitmeyeceklerdir.  Bu  yoldan  gitmeyenlerin  yanı  sıra  gidenlerin  amipler  gibi  çoğalması'da,  her  koşulda  'insan  gibi  insan'  olanın  önünde  en  büyük  açmaz  olarak  bu  gün'de  vardır  yarın'da  olacaktır.  Çünkü  bu  mikrobik  üreme  baş  vaizlerin;  yüz  yıllardan  beri  değişmez  politikalarının  sonucudur!    

Korkarım;  Kıyamet  alametleri  bizim  topraklarımızda  başlamaz.  Yok  etme,  öldürme,  talan  etme  ve  özellikle  'sevgi'  kavramından  giderek  uzaklaşma,  kaçınılan  sonun  başlangıcı  olabilir  bizler  için!!!

 

Sevgilerimle.