Melike Karakurt

Melike Karakurt

Hayata dair
[email protected]

'SENİ SEVMEYEN ÖLSÜN'

27 Haziran 2018 - 00:16

Saçlarını  dağıtırsın

Rüzgarlara  bırakırsın

Sen  sevmeye  yakışırsın

Seni  sevmeyen  ölsün

 

Her  şey  yalan  gerçek  sensin

Gelirse  dert  senden  gelsin

Bence  aşkın  kendisisin

Seni  sevmeyen  ölsün.....

Böyle  gidiyor  şarkının  sözlerİ.  Kim  yazmış  kim  bestelemiş  bilmiyorum  ilgi  alanıma'da  girmiyor.

Ama:  'Seni  sevmeyen  ölsün'  deyişini  çok  duydum  bir  yerlerde   okudum.  Bunun  bir  şarkı  olduğunu  yeni  öğrendim.

Ceylan,  Güllü,  Tüdanya,  Bergen,  Ebru  Gündeş,  İbrahim  Tatlıses  icra  etmiş  parçayı.

 

Arabesk;  Arap  tarzında  bir  süsleme  sanatı  olmakla  birlikte,  toplum  olarak  bizler,ibu  türün  benimsenmiş  müzik  yanı  ile  ilgiliyizdir.

Genç  birine  sorsan  Gencebay'dan  bir  kuple  okur  işin  sanat  yanını  bilmez.

  Arabesk; 'Arap  müziğini  andıran  genellikle  karamsarlığı  konu  edinen  müzik  türüdür'. ( T D K)

Bütün  sözlükler  bu  yön'de  tanımlama  yapmışlarsa'da  'arabesk' de  bana  göre  neler  yoktur'ki?

Kadercilik,  ölme  isteği, beddua,  yukarıda  olduğu  gibi  birilerini  cezalandırma'seni  sevmeyen  ölsün'  ya da  'ölürsem  kabrime  gelme'  gibi  sitemli  sözler  ve  feryatlar  Arabesk' in  damardan  girme  öğeleridir.

 

  Bunlara  baktığımızda;  Müzik    toplum  ilişkisi  ve  yapısı  beni  çok  ilgilendirir.

Ama  görüyoruz'ki  bizim  Ülkemiz'de ' Müzik  Sosyolojisi'  açısından  pek  aydınlatıcı  yayınlar   bulamazsınız.

Ne  demiştik?  Arabesk'de  'kadercilik'...

Kadercilik;  akılcı  olsaydı  bizlere  verilen  zekaya  o  zaman  ne  gerek  vardı?

Verilen  aklı  katletmek;  fatalite  mahkumlarının  sığınacağı  bir  konu  olmaktan  öteye  gidemez.

  Tanımı  ne  olursa  olsun  arabesk;  görülüyor'ki  bundan  böyle,  kadercilik  ve  boyun  eğmenin  gölgesinde  kalacaktır.Böyle  olmayı  insanlar  istiyor  zira.  Dahası  böyle  kalmak  için  direniyorlar  acı  çekmeyi  seviyorlar.

Çünkü kendilerine  güvenleri  yok.  Çünkü  kendi  başlarına bir  şeyler  yapma  yetisinden  mahrumlar.  Korkaklar  çünkü.

'Bir  lokma,  bir  hırka'  zihniyetinde  olan  sürüler  anlaşılıyor'ki  toplumların  başına  hep  bela  olacaklar!

Oysa  üretken  toplumlara  şöyle  bir  bakın.  Yaşamın  bizlere  sunulan  en  iyi,  en  güzel,  en  anlamlı,  en  coşkulu  yanlarının  peşinden  koşmayı isterler.

Ben'de  böyle  düşünenlerdenim.  Çünkü;  'Lirik'  'Lirizm'   bir  yaşamın  içinde  sadece  insanı  mutlu  etmekle  kalmaz,  bireyleri,  toplumları  üretken  yaparken  hayata  dair  renk  skalanızı'da  zenginleştirir.

O   skala  hoş  görüdür,  o  skala  sabırdır,  o  skala  empatidir,  o  skala  yaşamın  özüdür  kısacası.

 

Dün;  Haziran  seçimlerine  giderken,  sonrasında  yaşadıklarımız  iktidarı ve  muhalefeti  ile  tam  bir  arabesk  filim  gibiydi.

Sokak  aralarında  atılan  tabancalar,  liderlerin  söylemleri,  vatandaşların;  olmaz  olsun  dedirten  arabesk  kutlamaları,  akıl  sağlığı  yerinde  olmayan bulanık  beyinlilerin  beyanatları,  sosyal  medyaya  düşen  akıl almaz  komplo  teorilerinin  iç  yüzü  ve  daha  neler  neler...

Arabesk  bir  şarkı  gibi  içimi  kararttı  yaşama  sevincimi  katletti dün  yaşananlar.

Bana;'  Onu  sevmeyen  ölsün'  dedirten  bir  söylemin  ima  edilmesi  gibi  geldi  bu  seçimler.

Halkı,  siyasetçisi,  muhalefeti,  iktidarı  'arabesk' olan toplumdan  'demokrasi' çıkmayacak iyi  biline.

 

Sevgilerimle.

YORUMLAR

  • 0 Yorum