Melike Karakurt

Melike Karakurt

Hayata dair
[email protected]

''SEVMEK NE UZUN BİR KELİME''

29 Mayıs 2019 - 23:42

Ne  güzel  söylemiş  Erdal  Öz.  ''Aşk  mektupları,  bir  tür  yazılı  sevişmedir''.

Duygulu  bir  adamın   büyük  bir  şairin  karısına  yazdığı  mektuplar  insanın  içinde  tatlı  bir  ürperti  bırakıyor.

Pek  alışık  değiliz,  evliliklerde  böylesine  engin,  şiirsel,  içten,  yorulmamış  duygulara.

  ''Kaç  yıldır  evliyiz,  yan  yanayız.  Hala  başım  dönüyor  senlen,  esrikim  senlen,  seviyorum  seni.  Her  geçen  gün  daha  büyük  bir  aşkla.  Ne  olur,,  akkavak kızı,  anla  beni.  Sevgimi  hor  görme!  Kendininkine,  uydur  yakıştır.

Gece  yatakta  Memo'yla  hep  seni  konuştuk.  Susunca  seni  sustuk.  Uyuyunca  seni  uyuduk''.

  Bir  insanın  duygularını  böylesine  harekete  geçiren  şu  betimlemeye  bakın  ve  bu  tümceleri,  gözlerinizi  kapatarak  içinizden  akan  ses  tonu  ile  tekrarlayın.  Bir  kenara  yazın!

  Şairin  karısı  hastadır.  Adam  hastahaneye  her  gittiğinde  bir  mektup  bırakır  başının  ucuna  onun.

Yine  bir  mektubunda  şöyle  der  Zuhal'e.  ''Bir  çeşmeye  koşar  gibi  koşuyorum  sana.  Anlasana  yaaaar!!  Sensiz  hiç  bir  şey  olmuyor.  Her  tasarım  her projem  seninle.  Seviyorum  seni  güzel  karıcığım''.

  Adamın  kalemi  kağıdı  hiç  düşmüyor  elinden.  Vapurda,  tramvayda,  kahvede, ayaküstü  bir  büfede  bir  şey  yudumlarken  karısına  yazıyor.

''Kadınım.

  Yarim.

  İpek böceği  sesli  sevgilim''.

Düşünüyorum;  ipek  böceğinin  sesi  nasıl'ki  diye?  Acaba  bir  duymuşluğum  var'mı?  Mutlaka  güzel  bir  ses  olmalı!

  ''Sevgilim  ben  şimdi  bu  büyük  kentte  seni  düşünmekteyim.  Sevmek  ne  uzun  bir  kelime''.

EVET!  Şimdi,  bu  yaşta  anlıyorum'ki;  ''Sevmek  ne  uzun  bir  kelime''.  Dünyada  kaç  tane  varsak,  sayımız  kadar  uzun  ve  anlamlı.

  Kadının  kocasına,  kocanın  karısına  nimet  gibi  bakması,  birbirini  nimet  gibi  görmesinin  anlamı  çok  büyük.  Bu  anlam,  iki  cinsin  tek  bir  beden,  tek  bir  ruh  olmasından  öte  bir  şey.  Bu  bütünleşme,  bir  olma  hali,   dünyaya  bedel  muazzam  bir  sevginin  tam  ortasında  parıldayan  ışığın  bir  yansıması  olmalı.  Bu  ışık,  evrensel  aklın    gözü,   o  gözün  bakışı   olmalı.

  ''Her  şeyimi  sana  borçluyum.  Ben'de  ekmek  gibi  öptüm  alnıma  koydum  seni,  kutsadım''.

Bundan  sonra  yazacak  bir  şeyim  olabilir'mi  benim?  Kilitledin  beni  Cemal  Süreya!!



  Sevgilerimle.

YORUMLAR

  • 0 Yorum