Bülent Pelit

Bülent Pelit

Yeşilcam Anı
[email protected]

ARAP CELAL

21 Mart 2019 - 22:14

İlginç şahsiyetlerin gelip geçtiği bir camiaydı Yeşilçam. Kalabalık olmayı sevmezlerdi. Bir minibüs dolusu insan ile kotarmaya çalışırlardı filmleri. Öyle Çin ordusu gibi ekipler kurulmazdı. Çalışma süresinde sıkı dostluklar kurulurdu, hemen hemen herkes birbirini tanırdı. Akşamları kurulan içki masaları meşhurdu, kalantorlar boğazda, çiçek pasajında, garibanlar Tuğrul’un meyhane, yuvarlak masa gibi yerlerdi içerlerdi. Mesleğe küçük bir ara vermek bile ekonomik olarak çöküntü demek olduğundan asker kaçağı boldu piyasada. İki yıl askere gitmek demek sinemada unutulmak ve silinmek anlamına geliyordu. İhbar olmadıkça, polisiye olaylara bulaşmadıkça yakalanma riskleri de azdı. On iki eylül ihtilali sonrası Yeşilçam’da yoğun tahkikatlardan nasibini aldığından, kırk yaşından sonra askere giden sinemacılarla doldu kışlalar. Kimse kimsenin de geçmişini pek bilmezdi aslında. Öğrenmek içinde çaba harcamazlardı. Birbirlerinin sırlarını öğrenenlerde pek açık etmezdi. Kader kurbanı olarak hapse düşmüş biri bile arada kaynar giderdi, Yeşilçam’ın kendine has hiyerarşisine uyduktan sonra, sorun olmazdı. Bunlardan biri de Arap Celaldi. Hani Tosun Paşa filminin güreş sahnelerinde çığırtkanlık yapan kısa boylu, siyah tenli, tombul, sevimli ağabeyimiz.

Arap Celal karısını ve aşığını yatakta yakalar ve ikisini de bıçakla delik deşik eder, cezasını çekip, hapisten çıkınca Yeşilçam’a gelir, oyuncu olarak kalır. Kimse onun bu sırrını bilmez yıllarca.

Behçet Nacar’ın kurduğu platosunu himaye eder, kiraya verdiğinde başında dururdu. Sözünü esirgemeden konuşan, arada sırada huysuzluğu tutan biriydi, o zamanda çekilmez olurdu.

Yine Behçet ağabeyin platosunda çalışılan bir günde iş sarkıyor, ne yapalım ne edelim Celal ağabeyi mızmızlandırmayalım diye düşünürken, Arap Celal gürledi “hadi artık saat aştı toparlanın yavaş yavaş”. Yönetmen, Celal abi idare et, sana bir sakal atarım dedi ama Celal abi, beni kesmez dedi, ne istiyorsun diye sorulduğunda, beni pavyona gelen Arap şeyhi oynatmadın mı? Karıyı masaya da oturttuk, bunun yatak sahnesi olmaz mı? Karar verildi soft bir yatak sahnesi çekilecek, durum idare edilecekti.

Behçetin platoda yatak odasına geçildi. Celal abi kıyafetleriyle uzandı yatağa, kız gelecek,” hacı baba bana ne aldın bakayım” diyecek biraz oynaştıktan sonra sahne bitecek, Dinçer abi söylene söylene kamerayı kurdu, ışık hazırlandı, hadi kızı çağırın bir ışık provası yapalım dedi, kızda o sıra meşgul, dediler Enis geçte sen yap provayı, kızın yerine.

Enis (ışık şefi Sıtkı Enis Özaydın) O da Yeşilçam’ın asker kaçaklarından biriydi. Askerliğini yapmadan göçtü gitti dünyadan. Kırıtarak Celal abinin yanına yaklaştı. “Hacı baba, hacı baba bana ne aldın bakayım”, deyip Celal abinin kucağına oturdu, Celal abi feryat figan, ananın a.ını aldım, siktirin gidin diye fırladı uzandığı yerden, Enisi odanın içinde bir taraftan kovalıyor, bir taraftan da küfrün bini bir para.

YORUMLAR

  • 0 Yorum